Nasıl kıydın yönü sana meyleden cümlelere
Nasıl insiyak ettin aniden
Nasıl…
Şimdi karanlık nehir sularında uzanan gölge
Ruhumu kaplıyor anlamadan
Şehir magandaları parsellemiş aklımı
Şarkılar söylüyor fısıltılarla ağaç dalları
Şarkılar söylüyor usul usul akan su
Su acı acı şarkılar söylüyor
Az ötede yılgın oturmuş adam
Keskin mezar kokuları tırmalıyor burnumu
Derin bir “oh” çekti ciğerlerine
Ciğerleri tuz / buz oldu
Sus oldu
Dememiştin ben vazgeçsem de beni asla bırakma
Demişti demesine de
Kötü yerden vurmuştu cümleleri
Dedi ki “suçluluk”
Suçluluk suç’ tan gelirdi
Suç?...
Susmayı yeğledi Adam
Aldı duygularını heybesine
Tuz bastı yaralarına
“Sus” dedi “Sus”
Bırak infilak etsin duyguların
Akıt zehrini kalemine
Şiir ol, şarkı ol, ağıt ol
Sus, sus / tu
Sen susunca “Hayat” sustu
AZNAVUR