…..Kimi insanlar
konuşurlarken derler’ ki, ben kadere inanmam. Kader bir insanın elinde olan ve
akıl mantık yoluyla değiştirilmesi mümkün olan bir şeydir derler. Bense hiç böyle
düşünmüyorum. İnsanların hayatında başına geleceklerin ne olacağı ve nerede ne
zaman olacağı daha doğmadan yazılmıştır diye düşünüyorum.
…..Şimdi burada öyküsünü
anlatacağım olay, sanırım bunun gerçek bir ispatıdır. Şehrin birinde evlenme
çağına gelmiş askerliğini yapmış işi gücü olan bir genç vardır. Bu gencin adına
Hüseyin dendiğini söylemişlerdi bu gencin başına gelenleri bana birileri
anlatırken.
…..Bu bana öykünü
anlattıkları Hüseyin, zamanın birinde bir gün gezerken güzel bir kız görür ve
gördüğü bu kızın güzelliği karşısında vurgun yemiş gibi olur ondan etkilenir.
Ona birden âşık oluverir. Artık bizim âşık Hüseyin o günden sonra, gece gündüz
demeden bu gördüğü güzel kızın hayalleriyle yaşamaya başlar.
…..Hep fırsat kollar
onunla bir gün tanışmak ona olan aşkını ona anlatabilmek ve ona sevdiğini
söyleyebilmek için. Ama başlangıçta bir türlü fırsat bulamaz. Aradan günler ve
hatta aylar geçer, bir gün bir tesadüf sonunda bununla tanışma fırsatı bulur. Sonunda bu kız ile tanırlar. Başlangıçta
sıradan oradan buradan yaptıkları geyik muhabbeti denen gereksiz konuşmalarla laflarla
bunların tanışmaları sona erer.
…..Ama içini sevdiği
kıza ilk tanışmalarında açamayan yüreğindeki biriktirdiği sözcükleri ona
dökemeyen bu Hüseyin, bir gün bu yüreğindeki halledemediği sorun yumağı haline
gelmiş sözcüklerini bir fırsat bulup’ da nasıl dökeceğini düşünür dururdur.
…..Bir gün yine
karşılaşırlar bir yerde bu defa sevdiğini söylemek istediği kızın yanında
onunla dolaşan bir başka arkadaşı vardır ve içini dökmek istediği deli gibi
âşık olduğu güzelliğinden etkilendiği kız orada yalnız değildir. Yine onunla
istediği gibi konuşamaz ve yüreğindekileri söyleyemez aralarında konuştukları
birkaç hal hatırdan biraz geyik muhabbetinden sonra oradan ayrılırlar.
….Bir gün Hüseyin bu
durumu evdeki annesine anlatır. Annesi onu dinler ve oğlunun âşık olduğu bu kızı
gizliden, gizliye araştırmaya soruşturmaya başlar. Bir de ne duysun oğlunun
deli gibi âşık olduğu bu kız bir başkasıyla sözlüdür ve yakında onların nişanları
arkasından da duyduğuna göre düğünleri olacaktır.
…..Annesi oğlunu karşısına
alır ve gerçeği oğluna anlatmaya başlar. Duyduğu her şeyi söyleyince,
Hüseyin’in dünyası alt üst olur ve birden yıkılır.
….Aradan üç beş yıl
geçer geçmeyi geçer de, Hüseyin bu kızı aklından hiç çıkaramaz. Onun
güzelliğini onun konuşmalarındaki asaletinin hayalini kurar durur. Nerdeyse onu
düşünmekten hasta olup yatağa düşecek hale gelir. Bir ara bu çok beğendiği
kızla evlenemediği için intihar etmeyi bile düşünmeye başlar. Neyse’ ki Hüseyin
dini bütün ve ayrıca yaşamayı’ da seven biri olduğundan, böyle bir işin acizlik
olacağını bir gün karşısına bir başkasının çıkacağını da düşünerek böyle
düşüncelerin içinden kendini sıyır atar.
…..Aradan çok zaman
geçer bir gün Hüseyin annesinin isteği üzerine bir başka kızla tanışır. Tanıştığı
bu kız, Hüseyin’ in gözünde pek güzel değildir fakat ailesinin gözünde huyu güzel
olan iyi olan biridir. Ailesi bununla evlenmesini istemektedir. Kız da Hüseyin
ile evlenebilmek için can atmaktadır.
…..Hüseyin
başlangıçta ailesinin bu isteğini kabul etmez. Onunla evlenmemek için ne zaman
evlerinde bundan konuşulsa ailesine kızar ya da evini terk eder gider.
…..Bir gün Hüseyin
kendince karar verir ve kendisini devamlı rahatsız eden kendisiyle buluşup
konuşabilmek için adeta can atan çeşitli bahaneler yaratan ailesin de istediği
bu kıza, bir daha kendi evlerine her hangi bir bahaneyle gelmemesini her zaman
yaptığı gibi telefon falan edipte, kendisini’ de rahatsız etmemesini söylemeye
karar verirdir. Fakat Hüseyin bu isteğini ne yapabilir ne de uygun zaman bulup bunu
gerçekleştirebilirdir.
….Kız dersen hala
bununla konuşabilmek için evlerine gidip gelmeye ya da gidemedikleri zamanlarda
ise bir bahaneyle Hüseyin ile konuşmaya devam ederdir. Hüseyin ‘in ise adeta
dili basireti bağlanmıştır. Yüreğindekini söylemek istese de onunla konuşmak
istese’ de bir türlü onunla evde ya da başka yerde karşılaştıklarında buluştuklarında
kendisiyle evlenmeyeceğini ona söyleyemez. Buluştuklarında ya da telefonda
falan konuştuklarında onun hakkındaki düşüncelerini söyleyeceği yerde evlenmeyi
istemediği bu kıza yine de ümit vermeden de edemez hale gelir.
….Zaman, zaman bunlar
bir araya gelip buluşmalarında Hüseyin onun kendisine olan aşk dolu
bakışlarından sonunda etkilenir ve nihayet bununla evlenir ve balayına çıkarlardır.
….Güzel bir tatil
beldesinde bal ayı yaparken bir gün Hüseyin eşinin kendisinden gizli olarak bir
arkadaşına yazdığı bir mektubu görür, ve gizlice açar onu okur. Mektupta
okuduğu kelimeler onu şok eder. Sanki hiç görmemiş hiç okumamış gibi mektubu
yerine koyar. Ama bu mektup gideceği yerine gitmiştir.
…..Günler aylar ve
nice yıllar geçer fakat bu unutulması mümkün olmayan mektuptaki kelimeler
Hüseyin’i yaşadıkları zamanın eşine yaklaştıracağı yerde daha uzaklaştırmıştır.
Hüseyin istediği mutlu yaşamı bir türlü bulamaz.
…..Ne bunların zaman
içinde dünyaya getirdikleri çocukları bunları mutlu etmeye yeterdir, ne de bunların
beraber yaşadıkları zaman içinde elde ettikleri servetleri bunları mutlu etmeye
yeterdir. Ne de zaman, zaman fırsat buldukça kendilerini eğlendirecek zamanlarını
hoş geçirtilecek özel günleri yeterdir. Aralarındaki anlaşmazlıklar uçurumlar
gittikçe büyümekte zaman bunlara ilaç olacağı yerde zehir olmaktadır.
…..Hüseyin yaşadığı
hayattan iyice bunalınca, içinde hala var olan intihar etmeyi yeniden düşünmeye
başlar ve bu konuyu zaman, zaman arkadaşlarına da açar yaşadığı hayattan
bunaldığını söyler. Bir gün bunu gerçekleştirmek amacıyla akşamüzeri iş
çıkışında gider bir yerde doyasıya içki içer. Tam kafası sarhoş olunca kalkar
biner arabasına yola çıkar.
…..Gittiği yollar
virajlıdır ve deniz kenarında uçurumları olan bir yoldur. Tam gaz yolda
giderken, arabasının burnunu birden uçurumdan yana çevirir ve altındaki hızla
giden araba uçurumdan uçarak denizin kıyısındaki kayalıklarda paramparça olur
kendisin bile ne kemiği kalır, ne de mezara gömülecek bir eti kalırdır. Nedeni
tam olarak hala bilinmez ama bu kişinin sırrıyla beraber bir hayatı nihayet son
bulurdur.
26. Şubat. 2013
Ahmet Yüksel Şanlı
er
Antalya
Sen de
bilirsin.
Aşk bazen ölmektir
ölüp, ölüp dirilmektir
Onun
yüreğindeki gerçek bir aşksa.
Sevda
yıkımdır
Sürünmektir
uğrunda ölmektir,
Ateş
bacayı sarmışsa;
Aşkı
tatmışsa yüreğin
Yıllar
geçse aradan yine de unutulmazsın
Aklın bir
köşesinde
Hep
dururdur.
Gün gelir
dalarsın hayal kurarken
Ve gün
gelir ağlarsın
Hala senin
yüreğinde birazcık aşktan eser varsa;
Ya kadere
boyun eğdiysen
İşin
kötüdür gayrı.
Çekmeye
çalışırsın sinene elinden bir şey gelmeyince
Sen hep kendini
üzersin
Ne kadar
uğraşırsan uğraş sen,
Kaptırırsın
kendini değişmeyen kaderin uyduğun cilvesine.
Hep ömür
boyunca;
Olur ya
bir gün bunalsan hayatından
Neler
geçer neler işte o zaman gör bak senin aklından
Değiştiremezsin
doğuştan yazılan kaderini
Dersin ne
yapsam,
Aşağı
tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık hesabı
Sen
düşünüp durdukça;