Aşk, bazen ölmektir bazen de, ölüp, ölüp
dirilmektir.
Kalbini dolduran aşk gerçek bir âşksa.
Aşk, bir sevdadır, bazen tamiri olmayan
yıkımdır,
Ve sürünmektir, uğrunda ölebilmektir
Ateş, bacayı sarmışsa;
Aşkı tatmışsa bir gün yüreğin,
Yıllar geçse’ de aradan, yine de çıkmaz
kalbinden.
Kalırdır o, aklının bir köşesinde,
Hep, gizli, gizli...
Gün gelir, anarsın hayaller kurarken
Ve gün gelir, ağlarsın.
Senin yüreğindeki aşk, deşelenip alev
almışsa;
Ya bir de, kadere boyun eğdiysen.
Bak işte o zaman olurdur halin yaman.
İşin çıkmaza girmiş olur gayrı
Çık çıkabilirsen işin içinden.
Çekmeye çalışırsın geçmişi sinene,
elinden bir şey gelmeyince.
Sen hep kendini üzersin.
Ve değişmez kaderin, sen ne kadar
uğraşsan.
Ve kaptırırsın sen kendini, değişmeyen
kaderin uyduğun cilvesine.
Sen yaşamaya çalıştığın ömrün boyunca;
Olur ya bir gün bunalsan hayatından
Neler geçer, neler işte o zaman, gör bak
senin zavallı aklından
Değiştiremezsin, doğuştan yazılan
kaderini
Uğraşsan.
Ve sen dersin hep ben ne yapsam.
Olurdur düşüncen, aşağı tükürsen sakal
yukarı tükürsen bıyık hesabı
Sen kendini olmaza kaptırıp düşünüp
durdukça;
Bazı tesadüfler vardır.
Yıkardır bu tesadüfler insanı,
küllenmişse içindeki aşkın
Fakat iş işten geçmiş olur,
Yine de sen acaba dersin, onda
kalmıştır’ da aklın.
Umudunu körlerler, söndürürler, bir
bakmışsın ederler seni şaşkın
Ve sen yıllar yılı ağlarsın.
Aklının bir köşesin hala o aşk
bulundukça;
27 Şubat 2013
Ahmet Yüksel Şanlı er