Yâdıma düşende

Bitmiyor hasretin yetim eyvahı
Yâd’ıma düşende kırıyor dizi
Bir kalem kaşlının çeşm-i siyahı
Alır beni benden bırakır giz’i

Acep hangi dağın nazlı maralı
Sanki sol yanında derdi sıralı
N’ola güzel n’ola olsan buralı
Bahara çevrilir bahtımın güzü

Rayihası geldi esen yel ile
Duydum bal damlatır şirin dil ile
Yanında yürüsem bin bir gül ile
Bilmem yürümeme olur mu razı

Yârim yaram desem yanak al olur
Kaşını çatarsa dilim lâl olur
Baktıkça içimde türlü hâl olur
Gül-zârı çatlatır üstünde nazı

Söylenmemiş derdi gizli içinde
Sanki deli gönlü iğne ucunda
Var mı böyle dil-bend acep acunda
İnsanı mest eder konuşsa sözü

Derdini derdime kâr eyleseydim
Düşünce firkâte ar eyleseydim
N’ola bu gönlüme yâr eyleseydim
Acep güler miydi mâ’nâlı gözü


Gözünde sevdanın sırlı bakışı
Değdikçe gözüme hârlı bakışı
Anladım ezelden nurlu bakışı
Dedim; Kadir Mevla’m ayırma bizi

Açmış kanadını Kaf’tan süzülmüş
Yollara bakarken zülfü çözülmüş
Belli ki yollarda fazla üzülmüş
Dedim ki; gidelim birlikte düzü

Yüzünde benleri ay’ın bir eşi
Dudağı değerse yakar güneşi
Anladım bahtıma bir Hüma kuşu
Dedim; göçer ise neyleyim yaz’ı

Alıp hasretimi koy kaşığına
Eziyet etmesi ar aşığına
Kerem eyle düştüm yâr eşiğine
Seni çalmaz ise neyleyim sazı

Gece olur korku doğurur beni
Gâm kasvet içinde yoğurur beni
Gündüz olur dağlar çağırır beni
Der ki; nerde kaldı dağların kızı

Düşürme gözünden bir damla yaşı
Sen Firdevs kokulu ben çakıl taşı
Ayrı kalsa çatlar sevenin döşü
Olmak ister misin sinemin közü

Derd-i giryânımdan anla hâlimi
Sezmez misin yoksa arzuhâlimi
Yedi dağa yaydım derd-i yelimi
Gülmesen yüzüme kalır mı izi

Işk olsun yolumda gözünün nuru
Gel desen yıkarım çelikten suru
Beyhude günümün sensin huzuru
Sevmezsen sinemi, kazmayla kazı

Sensiz bu yaranın olmaz ilacı
Sevene haz verir yakarken acı
Yerden yere vurur kalb-i muhtacı
Sevmezsen basarsın yarama tuzu

Çekip de gidersen için burulur
Gözlerim yollara düşer yorulur
Bir gün vakit gelir divan kurulur
Ciğerini sarar ateşin buzu

Ola ki ölmeden haber salalar
Gözüm kapanmadan seni bulalar
Ölmeden son defa sual alalar
Derim; işte budur özümün özü

Hey Makberi derdin dağa yayalar
Üstünden libası bir bir soyalar
Elbet öldüğünü bir gün duyalar
Gerçek aşkın güler Ukba’da yüzü

Makberi …….06/09/2009..15:40…İst
( Yâdıma Düşende başlıklı yazı Ahmet Akkoyun tarafından 8.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu