Şelale Mecnun'dur denizde leyla
Kabarır yanına varamaz ağlar
Bir türlü tükenmez azminde ziyâ
Hasretten yerinde duramaz ağlar
Eğer varır ise an'da kaybolur
Kendinden vazgeçer onda kaybolur
Aklı haşyetinden sonda kaybolur
Ruhu sükunete eremez ağlar
Kendini dağlara vurur dolanır
Sesini saz eder yürür dolanır
Ümidi ardında sürür dolanır
Kimseye dermânı soramaz ağlar
Ta gâl-u belâdan garibin derdi
Derler ki coştukça kemâle erdi
Ne gül ne de bülbül böyle aşk gördü
Ve lâkin leyla'yı saramaz ağlar
Kıvrılır dolanır mahcup ve yetim
Nerdedir der gibi aşk emanetim
İnleyen sesleri sanki bir hatim
Akıbeti hayra yoramaz ağlar
Gürültüsü türkü köpükleri saz
Her şeye hu demiş etmez itirâz
Gâhî muhâcirdir gâh aşkı mecâz
Felek zincirini kıramaz ağlar
Kabarması aşktır köpürmesi aşk
Rüzgârı önünden süpürmesi aşk
Ölmeden ölümü öldürmesi aşk
Vuslatın yayını geremez ağlar
Nerededir yurdu nerde obası
Kanlı yaş dökmez mi acep anası
Karındaşı yok mu yaşlı atası
Sorsam cevabını veremez ağlar
Sesinde yara var bağrında acı
Bilmez mi ukbadır ancak ilacı
Annemin duâsı elbet duâcı
Dalgalı saçını öremez ağlar
Anlatsam duyar mı dertlerimiz bir
Sevene yakışmaz öfke ve kibir
Ona deniz ölüm bana da kabir
Gönülden gönüle giremez ağlar
Yolunun yoldaşı topraktır dostu
Dertten öte dert var dertlerin üstü
Bilemem bir garip kula mı küstü
Hak'tan gayrı dostu aramaz ağlar
Sanki Makberî'nin eşi gibidir
Cümle âşîkların düşü gibidir
O zümrüd-ü anka kuşu gibidir
Menzilin sonunu göremez ağlar