Eski Bir Hikâye.
Bir baktım
çay geldi bir yerden bana,
Dedim' ki bu kimden, kimdendir söyle.
Çay veren
bey dedi, söylemem sana,
İç boş ver
sır vermek, yakışmaz bize.
Boş verdim
kaldırdım bardağı yerden,
Bir içtim
can geldi, oh dedim hemen,
Rengi var
kan san’ ki, zor içtim demden,
Üç bardak
çay içtim, güzelmiş diye.
Tam
kalktım, bir baktım yaklaştı biri,
Bir baktım
bu gelen, iri mi iri,
Ve durdu
sen dedi, bilmedin beni,
Bir saat,
karşında, bakındım ben’ de.
Bir boy var,
adamda upuzun boyu,
Bir göz
var sandım ben, bir dipsiz kuyu,
Bir kol
var, görsen sen, Ak saray yolu,
Tanıştık konuştuk,
ortalık yerde.
Gel dedi
bu kişi, sokuldu bana,
Dedi bak,
otur sen, sorum var sana,
Der demez
oturdum, dedim’ ki ona,
Sorun ne, bekletme
bir söyle hele.
Dedi’ ki
bu adam, bir düşün beni,
Bir zaman
önce biz, dosttuk’ ya hani,
Ne oldu şu
sana, bilmedin beni,
Karşından bir
saat bakındım ben’ de.
Dedi’ ki
şaşırma, bu kimdir diye,
Gelmiştin
çok önce, sen bizim köye,
Dertleştik
sen ve ben, o bizim köyde,
Hatırla
kalmıştın, sen bizim evde.
Ay geçti
yıl geçti, dediği günden,
Birçok can
ölmüştü yağmurdan selden,
Bir anlık
o geldi, aklıma birden,
Gözlerim
yaş doldu, durduğu yerde.
Ahmet
Yüksel Şanlı er
18 Eylül
2013-09-18
Antalya
(
Eski Bir Hikâye. başlıklı yazı
Ahmet Yüksel tarafından
19.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.