Bugün alkol ve madde bağımlılığının toplumsal ve herkesi ilgilendiren bir tehlike olduğunu biliyoruz. Yavaş yavaş ahlaki erozyonun oluştuğu günümüzde gençlerimiz ne yazık ki bir boşluğa doğru itilmektedir. Toplumun tüm kesimini ilgilendiren alkol ve madde bağımlılığıyla ilgili başta aileler olmak üzere eğitimcilere ve yöneticilere büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir.
Bağımlılık yapıcı maddeyi kullanmak mıdır zor olan, yoksa kullanılan maddeden vazgeçebilmek mi?
Hayattan zevk alamayan veya zevk almayı bilmeyen çocuklarımızın sığınağı mıdır uyuşturucu madde? Neden başlar ki bir birey kendi zihnini durdurup uyuşturmaya?
Tertemiz olarak dünyaya gelen bir çocuk ne zaman saflığını kaybeder ki?
Ya da bizim gözlerinde göremediğimiz saflığı ne zaman gömer yüreğinin derinliklerine?
İlkokula başlar uzaklaşır ailesinin kucağından. Yeni bir ortam, yeni arkadaşlar ve tamamen örnek alınan bir ÖĞRETMEN… İşte her şey burada başlar aslında.
Bu değişimlerin içinde kendini bulan yavrularımızın geleceği, kutsal meslek sahibi eğitimcilerimizin ellerinde şekilleniyor. Okul ve aile birbirinden ayrılmaz iki temel unsurdur. Olmazsa olmazlardandır. Günahsız olan bu çocuklar, büyüdüğünde karşımıza ne yazık ki potansiyel tehlike olarak çıkabiliyorlar. Burada da suç çocukların mı yoksa buna sebep veren kişi ve kurumların mı? Bunun cevabını siz sevgili okuyucularıma bırakıyorum. Yine de bu sorunların çözümü için geç değil. Zararın neresinden dönülürse kardır düşüncesiyle hareket etmeliyiz. Herkesin elini taşın altına koyması ve eğitimdeki bu yanlışları var gücüyle düzeltmeye koyulması gerekmektedir. Hepimiz biliyoruz ki bu çocuklarımızın alkol ve madde bağımlısı olmalarının altında bilinçsiz aile, arkadaş çevresi/baskısı, merak(tv,internet), özenti, bir kereden bir şey olmaz düşüncesi, sosyal beğenirlik, kabul edilebilirlik, ortama uyma vs. nedenler yatmaktadır.
Peki bu konuda eğitimcilere neler düşmektedir? Okullarda başta yönetici ve öğretmenler olmak üzere alkol ve madde kullanımıyla ilgili uzman kişilerden gerekli bilgiler edinilmelidir. Öğrencilere konuyla ilgili nitelikli kişiler tarafından seminerler yapılmalıdır. Velilere uzman kişiler tarafından bilinçlendirme eğitimleri verilmelidir. Bu tür eğitimler verilirken uzman kişilerin, değerler eğitimi bilincinde ve milletin moral değerlerini dikkate alarak bilgilendirme yapmaları gerekmektedir. Çünkü bu konuda söylenecek her kelime büyük önem arz etmektedir. En ufak bir hata anlatılmak istenenin aksine düşüncelere sebep olabilir. Bununla birlikte risk grubundaki öğrencilerin veli- öğretmen işbirliğiyle takip altında olması gerekir diye düşünüyorum.
Toplum olarak alkol ve madde bağımlılığı olan kişileri toplum dışına itmemeli aksine o kişilerin ellerinden tutarak bu maddelerden uzaklaşmalarını ve gerekli tıbbi tedaviyi görmeleri için gerekli yönlendirmeleri bilinçli bir şekilde yapmalıyız. Onun için tüm illerde AMATEM merkezleri yaygınlaştırılmalı ve bu kurumların uzmanlarının da değerler eğitimiyle donanımlı, kaliteli ve nitelikli kalifiye elemanlar olmasına özen gösterilmelidir. Çünkü bu insanlarımız manevi olarak kendilerini boşlukta, çıkmazda hissetmektedirler. Adsız Alkolikler(AA) ve diğer gönüllü yardım kuruluşlarının da işlevselliği arttırılmalı ve buralardan yeteri kadar yararlanılabilmelidir. Emniyet Müdürlüğünün ve Yeşilay cemiyetinin de bu konularda çalışmalarını yakinen takip etmekteyiz.
Bugün gençliğin durumu ortada. Ne yazık ki bir çoğu ahlaki, sosyal, milli ve kültürel değerlerimizden uzak. Kitap okuyup kendini bilinçlendirme ve geliştirme yerine bilişim bağımlılığı dediğimiz internet, tv, cep telefonunu doğru ve yerinde kullanmayarak büyük zaman kaybı içinde olup ailevi ve sosyal ilişkilerden uzak tekdüze bir hayat sürmektedirler . Çocuklar ve gençler başta olmak üzere, alkol ve madde bağımlılığı olan kişilere yönelik sportif, kültürel, sanatsal ve mesleki etkinlikler, projeler yapılmalı. Sosyal alanlarda etkili ve işlevsel olarak etkinlik ortamları çoğaltılmalıdır.Mevcut olan gençlik merkezleri ise daha cazip hale getirilmelidir.Yönetici ve personelin iyi bir eğitimden geçirilmeli.Tam anlamıyla bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır. Meclis tarafından yapılan yasal düzenleme ile gençlerimizi alkol ve uyuşturucudan uzak tutacak çalışmalar yapılmıştır.Ancak bazı kesimler tarafından bu güzel çalışmayı gölgede bırakmak için farklı yönlere çekilmiş olup kamuoyu yanıltmaya çalışılmıştır.Oysaki bu yasal düzenlemeler ile alkol ve uyuşturucu bağımlılığının önüne geçilecekti Şiddetin temelinde alkol ve uyuşturucu kullanımının olduğunu da biliyoruz. Aile içi şiddet, toplumsal olayları gerginleştirme, sokak çatışmaları, hırsızlık ve her türlü olumsuzlukların olmasında en önemli nedenlerdir.
İnancımız; fert ve toplumsal açıdan birçok zararı olan alkollü içecekleri de yasakladığı gibi Kuran, hadis, icma ve kıyas ile bu sabittir. Yüce Allah; “Maide Suresi, 90-91: Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?" ayeti kerimesiyle alkol ve madde bağımlılığın bireye ve topluma zarar verdiğini belirtirken Peygamberimiz de; “Çoğu sarhoş edici olanın azı da haramdır." hadisi gereği, tüm alimler alkollü içeceklerin haram olduğunda ittifak etmişlerdir.
Yazarın
Önceki Yazısı