topal uğur

 

“-Topal Uğura vardım, her şey ataş pahası

Allah var ya bireş tenziline alalım heş değilise

ıramatlık bobamın gadim dosdu bobası

indik mi makeneden doo(ğ)ru U(ğ)ur Abeye

bazar he(y)bemiz  zati evel-evelden

her zaman onun dükgenin öğünde

 

ne zaman içeri ğirsem

seni(n)kinin öğünde bi makene

şırk şırk şırk

iki ileri bi geri gene; şırk şırk şırk

bi oraya, bi buraya basıyoru

çan, çunk, şan, şung

öğündeki “havla kaadı[1]”nın bi köşesine

bi de esgi yazıynan[2] yazıyoru

                        neyeyse?

okumuş adam, vardır bi hekmeti,

beninen aynı yazıyı yazcak deği(l) ya

abey gosgoca Topal Uğur Yalavaşda

 

aklı sıra çarpıyo, toplayo, çıkarıyo emme bana ne

ben netçeye bakarın deyon kendi-kendime

havla kadını sürüyoru vetandaşın öğüne

gözleri kaatda

başını gaşırkana

 

galemi gulağına sıkışdırıyoru

bilmen yalan, bilmen essah

“hu fiyet”, deyip işin içinden çıkıyoru

külte külte paralar cukkaya

“-selam ederin hacı anaya, hacı amcaya

düğüne gelecez tabi gelmemiyiz hiş

okuya ne hacet yabancımızsınız

gelecez tabi geçi eti yecez,

sizin yimekleri nerde bulcez

gelmemiyiz bizim olan biz akrabayız”

veriyo pulümü herkeşe

 

derkene sıra bize gelince

“-buyuur bizim o(ğ)lan”

“buyur Allahın emri” deyoz

kafasını galdırmayoru bile

ne isdersek anında masaya goyyoru

sonrası malim şark, şurk, şırk, şırk

iki ileri üş geri gene

şırk, şırk, şark, şurk, şırk

bi oraya, bi buraya olmadı şoraya basıyoru

çan, çon, çung, şan, şon, şunk

 

aksini deyecek malumatımız  yok ki;

südüne havale gari

teze dünürlerine(n) varmışıyız onnar sülale boyu

ben bi eyvaz, bi köro(ğ)lu

işine gelmese bile ordan geri dönebili(r) misin,

kösülmüşüyüz gurbannıg goşlar gibi

dönsen sanki hankı döyüse getcen

adamların aklına kimbili(r) ne gelcek

sankı başga döyüse ğetsek

netice değişecek…

 

annacanız, sakalı vermişiyiz puştun eline

devede gulak bile olmaycak

            guruş gadar küsuratı

“-oda bizden olsun” deye

goya ikram ediyo

keyf bağışlayo

döyüs o(ğ)lu döyüs

herkeşe ettiğini bana da edecek tingoza

“yoğ öyle yağma”

neyimiş “ata dosdu”

köprüyü geçene gadak valla

zenginin dosluğu o kadak olu(r)

netçede burası bi tecarethana

 

“-len ben onca yıldır ata dosdu deye

sana ğeleyin, o ğaddar altın alayın

iniviceğin yedi lira mı Uğur Abe

bireş daha indir de u(ğ)raşmayayın

daa valla bis-sürü iş, güş

gedcek gelcek dükkan

alıncak satılcak ısmarış var yau”

“valla anamdan galan tek dölümün[3] parası

            sad(e)acana altına ğedecek

hanı davılcı

hanı urba, hanı oku, hanı şu, hanı bu

şekeri, yağı-duzu, lokumu

dananın parasını da başlık verisek

neye yetcek üç-beş gurbannık guzu”

umurunda deği(l) valla döyüs o(ğ)lu döyüsün..

 

ganına giriyo,

obalını alıyo bizim köylünün

telefon dire(ği) gıçımıza girmiş de

göze ğelen çöpelden mi gorkçaz

“ölmüş eşek gurtdan korkmaz”

“donuzdan ne kıl goparsak kar” hesabı

boynumuzu kösmüşüyüz adamın öğüne

 

“-nası olsa ırzımıza geçilcek

heş değilise dadını çıkaralım” deyelek

kanırtmaya garar verdim tabi ki..

Allah var ya birez bozdum feylimi[4]

zatinden de gulama gar suyu ğaşmış

“-len Uğur Abe valla tenezil etmen

yedi değil onyedi inivisen ne yazar

inivime valla onu da

emmee! böyle öğünüze ğeleni gazzıklarsanız

üş gün sonura zuvudur galısınız

müşderinin aya(ğı) çekili valla,

hadi biz neyise sizi gadimden beri biliyoz

Allah var bize birez yön(et) verisiniz de”

de(ye)ceğ oldum

sanısın her gün altın alıyorun

(valla-billa ömrümde ik diba varıyon zarrafa)

 

adam bana çarşıdakınnarı gösderdi

“-biri ğedeer, beşi geli boba

sen benim uçu müttessir olma” dedi

bizim çocuklara bakdım, morardım

sakalı yok deye bizim garının lafını dutmadık

“-len Allah eyinliği versin

getire-ğetire bizi bazarın en bahacı yerine mi getirdin

vallaha en bahacı onnarımış” dediydi

daa dorusu demeye ğakdı,

emme elimin tersiynen

susdurtdum garıyı,

neye dersen

mencilisde ğarı gısmı gonuşdu muydu eyi olmaz

valla garının garışdığı işden hayır gelmez

ben bobamdan öyle gördüm

öyle bildim,

öyle inanırın emme,

gazın aya(ğı) ö(y)le değil..

içimden “-heyvah” dedim

garı lafı dinnemedik, bok yedik emme ne fayda

 

emme deycemden de geri ğalmadım

“-canım genede bize bireş ucuz veriyondur”

edepsizlikden geri ğalmadı cavıroğlu Topal Uğur

“-altın bu boba ucuz olsa kendim alırın

sana neye satayın”

adam haklı..

“-doğru emme, adınız pahacıya çıkarsa”

“-deyelim bunu sen desen, sizin köyden

on gişi duysa.. yüz haneli köyden

on gişi ğelmez geri ğalan doksan gişi

mezbur gene bura(ya) geli(r)”

 

adam her donuzu bilip duru(r)

bi adama durduk yerde topal derler mi

hemi de aya(ğı) topal mopal deği(l) valla donuz gibi

ben onu essahdan topal bili(r)dim

insan durduk yerde niye kendisine topal dedi(r)tdiri(r) ki

maksat bizim gibi köylüyü kendine acındırtmak

vizdanını zapdetmek

kendi ayağıynan gelennere de gazzık atmak

adam işi biliyo tabi, bencileyin köylü deği(l),

biz de boyumuza posumuza bakmayoz,

kimlerinen aşık atıyoz…

 

uzatmayalım aydın havası ossun

ben gene diklendim,

kılguyrukluğu elden burakmayon

“-bizim köyde duyar valla,

bizim köyün hepiciği duyar”

“-zati otuzsekiz pare köyden

senede bi ğişi gelse yete(r)de arta(r)

Alla(hı)ma bi deği bin şükür,

gözedir[5] zarraf gulunu

“-öyle ya daş atdın da golun mu yoruldu ”

“-yani ilk gelen gazzıklansa”

 

“-yau epap bana ğelmese

Davıda, o’na ğetmese Havız’a, falana filana

başga ğetcekleri ye(r) mi va! yoook!

sankı onnar gazzıklama(ya)caklar mı

onnar peygamber dölü mü,

elinde senet mi vaa(r) boba,  onnar da esnaf deği(l) mi

“-dooru yok!”

………..

adam varan-geleyi[6] ğurmuş boba,

ne yanna dönersek dönelim

deliğin biri ondan yanda galıyo valla

 

“-du(r) boba

bi takike” dedi,

tilafonun gula(ğı)nı gıvrattı

“-gızım zarraf amcan,

nas(ıl)sın baken eyimin

bana yüzgırksekkiz’i bağleyvecen mi”

tekral gıvratdı

“-hayırlı işlee bol gazençlee

bizimo(ğ)lan

fiyetle nası be”

“-……………”

“-hııııhıım, eveet

eveeeet hıııhmmmmmm”

“-……….”

“-deme be!

…….

“-yapma yau!

“-……….”

“-eyvallah bizim o(ğ)lan da

heş oldu mu hinci bu

valla biz aşşa vee(r)mişiyiz yauuu

neye habar etmeyonuz arkideş

zabbahdan berli dört gocagafalı,

üş gremse, dokuz bilezik satdım yau

batdıım ben batdıımmm

…………..

öyle tabi, bilsek verimiydik

anasını satdımın gene cepden yedik

desen ya bileziğin birini cereme vee(r)dik..

“-………..”

“-adam aldı ğetdi yau ne bileyin valla

sarı cizmeli memeda(ğa)”

“-…….”

“-bak sen sattığımız fiyete

alamecez desen-(y)e

esef ederin valla  i(n)san habar etmemi yau toh!

hadi hayırlı işleeee  ooooof, off”

“-…”

tilafonu gapatdı

 

öyle bi hayıflandıkıyne

yumru(ğu)nu masaya bi vurdu kıyne

içim cız etdi

elimdekini avcımdakını

çakdırmadan cebine gatıvırasım geldi

ta öyle! acıdım adama

get nalet ossun,

bu; tecaretine uğraşmak

şe(hi)rde yaşamak

senin benim yapcağmız iş deği valla

galpden götüreceğdi adamı ya(u)

köyde yaşamak gibi var mı len

vergi yoook

algı yok

çalgı yok

galgı yok

 

“-tohh” dedim

………..

“-bok yedik

len hey .mını-dinini .iktimin gafası

sen netçen elin adamının gazzıkladığını

bilmen ne bok yediğini

basdır parayı al çık, değil mi”

…..

“-bok yedimin sen[7],

            yönedini-mönedini”

“isdermin hinci bize yeni fiyetden satsın”

yüre(ği)m küpüldemeye başladı

“-almacaz desek de çıksak

sankı öteki döyüsler esgi fiyetden mi vercek

hepiciğinin habarı vardır nassolsa

solu(ğu)m daşdı

hemen paraya davrandım

saymaya başladım..

adam önüş altınnara bi bakdı kii..

gızını gurbete gelin eden boba ğibi

yüzüme bakdı

“-bizim o(ğ)lan

hu an itibariynen

fiyetleee(r)……”

 

“-ben annaman ehbap,

söz ağızdan çıkar

bizim bazarlığımız bitdi valla

ben sana üş guruş enive dedim mi yoo

ne dediysen gabil

işdeğcikine pareyide sayıvidim

hemi de o inividiğin devede gulak,

yedi leralık küsüratı da

bi tamam de(n)kledim[8]

buyur epap, hayrını gör”

 

dinine yandımın Topal’ı

bakdım etiraz edcek,

 “-malı vermeden, pareyı almadan”

“-bizim ki de böyle ossun

bu tefalık

bak ben pareyi vermişiyin,

ata dosduu

len ucuzlasaydı

bana üsdünü geri mi verce(ği)din”

“-aşgolsun abey, biz atadosduyuz

aklına öyle bişiy gelmesin

esef ederin şertle(r) şertossun”

“-ee madem öyley(s)e”

…..

“-öyleye dediğimiz gibi olacak”

“-pekey “şefte[9]” böyle osun

ata dosdundan da para gazanmeyverelim bakalım

emmeee bak sakın bu fiyete aldığını ele dey(i)vee(r)me

dos(t)lara samimiyetsizlik oluu

benden yannı halal hoş olsun”

 

“-aşk osun Uğur Abey, deyverimiyin

tembih etmene ne hacet,

valla gücenirin

hiş senin zaral etmeni isdermiyin

bu dükgen bizim deye geliyoruz

dedik ya biz sennen ata dosduyuz”

 

deragap ordan sıvışdık

            hemi de ardımıza bile bakmadan

hemi de……… ırasgeldiğim ilk tanıdığıma

geşmiş gün kimidi hatırlayamacan

mücüde etdim valla

“-altının gramı hu fiyet olmuş amma

hu fiyetden aldıydık biz

hu an etibariynen

bi böyük gafalı kardayız..”

 

“-Allah bize baksın görsün gari

desen ye biz yedik ayvayı

arkası arkasına etişdi her biri

boyları gakmadan şeyleri ğakdı

..ına ğodumun çocukları”

 

neyise epap sen bu işin gompedanı oldun

o ğün geldiğinde

bizim uçun da bi Yalavaca yorulusun

tabi yol parası benden,

bi de Şemşittinin orda taskebabıynan

gaymaklı gadeyif

do(ğ)ruu hökümetin yanındakı zarrafa

ata dosdunuz Topal Uğura bi temenna,

            emme bizim uçu daha sıkı bazarlık edecen

söz mü?”

 

“ne len onun dükgeni

Şadırvanın yannında deği(l) mi”

“has.tir sen Masırlı’ya ğetmişsin enayi”

Topal Uğur  şadırvana beri yandan varalakdan

sen öte yandakı Masırlıya ğetmişsin”

 

“-eleyhh

..

deme len..

..

vallaha da billaha mı

..

çok ayıp oldu yaauu”

 

 

 

 

 

 

 

 



[1] helva kağıdı; saman kağıt

[2] esgi yazı : eski yazı, Osmanlıca, Arapça,

[3] dölüm / dönüm: 50x75 adım (75-80 cm)genişliğinde tarla (40x60 m2)

[4] feylini bozmak : kötüyü, kötülüğü tercih düşüncesi

[5] gözetmek: arka çıkmak, kollamak, kayırmak, nasibini ayırmak

[6] varan-gele: var-gel, hem ileri giderken hem de geri gelirken iş yapan makine

[7] sana ne, seni ne ilgilendirir, karışmamalısın

[8] denklemek: denk etmek, tamamlamak, ayarlamak, eşitlemek

[9] şefte / sefte : siftah, ilk alış veriş, ilk satış

( Köy Düğünü 19-takı başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 5.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu