o ikindiden sonra
kız anası, varsa teyze hala
uzak-yakın akraba
sözü dinlenir bir-kaç kişi daha
önce kızın saçları kınalanır
sonra öğütler sıralanır
“-bak yavrıımm; bu bi(r) nalet halkasıdır”
“-bundan sonura, anan-boban
eşin-dostun, her şeyin gocan”
“-boyuna göre bulusun emme
huyuna göre bulamassın”
“-gocan uzunusa topuklu key
sen uzunusan boynunu ey”
bundan sonura evin;
böğüne gadak evin olan, bobanın evi deği(l), gocanın evi
“biz” deye
anan gile deği(l), onnara deycen ga(y)ri”
aralı gel datlı ol, olur-olmazda anana gelme
kayfaya çıkan bobanın, gardaşıyın,
takkasını önlerine eğdirme”
“-bundan sonura evin ayrı, yolun ayrı
ana-gız değil gonşu olalım gayrı”
“-sık geleninen sovanaşı dıkımlanı(r)
seyrek gelen baldan datlıdı(r)
baklafıyı dadıkdırı(r)”
“-boşuna dememişler
her öyün gelen bulgur aşı yer
bayramdan bayrama geleni baklava bekler,
gerşi ha! biz hiş bişi ğörmedik de!
öyle deler ne bileyin işde!”
“-vardığın yer körüse,
sen de gözüyün birini gapa”
……
“-kimseyi günüleme[1],
ona buna fit verme[2]
ilaf davşıma”
….
“-daş daşı, ilaf daşıma”
.
“-gol gırılır yen içinde”
tembihlerini der kızın anası,
yakınnarı..
öğütlerini sıralar ard-arda
“-anan gocayın anası,
boban gocayın bobası
gocanına kakışma[3]
kirli-paslı el içine çıkarma
yüzümü gara çıkarma
söğerken “anasının gızı” dedirme
öğerken “anasının gızı”
desinler sana”
“-gol gırılır, yen içinde galır
her şey dört duvar içinde galır
kocan senin ardaşın[4]
sen de onun sırdaşısın
kocayın sırrını ele verme
dışardan duyduğunu eve getirme
goduğu goduk yerde
duyduğun duyduk yerde galsın..
seni alakadar etmeyen bi şeyi
hele hele gonu-gonşun zarar görce (i)se
gördüysen de “görmedim”,
duyduysanda, “duymadım”
biliyosanda “bilmeyon” de
açık bulduysan bişiy ört üsdüne
ayıp gördüysen gapa
lafı uzadıp sündürme
meremeti[5] elden burakma
meremet etmeyen
meremet görmez unutma”
“-anandan evel ahıra girme
gocandan, böyüğünden evel aşa sunma
gıtlıkdan çıkmış gibi yeme
“dulgarı çocuğu ğibi” önüne çekme
kendi önünden ye
başkasının batmasına göz dikme[6]
sofrada geriye galma
amma Allah ne verdiyse
yeyip sofrayı gurutma
bu öyünün sonrasıda var unutma
elden gelcek deye güvenme
elden geleninen öyün olmaz
olsa da garnın doymaz”
“-hadi ğızım başın bunar,
ayakların göl ossun”
[1] günülemek: haset, kıskançlık, çekememezlik
[2] fit vermek/kov: kışkırtma, dedi-kodu, birini başkasına kışkırtma
[3] diklenme, terslenmek, karşılık verme
[4] ardaş: birbirlerinin ayıplarını bilip, birbirlerini ayıplarıyla kabul edip, bunu başkalarına sezdirmeyen, ayıp olarak ta görmeyenler
[5] meremet : merhamet, acımak
[6] göz dikmek : kıskançlıkla bakmak, ele geçirme hevesine kapılmak