KORKU //
Bu uyarılma (güdülenme) korkudur.
Korku insanla gelir insanla biter.
Korku hiçbir zaman insan yaşamından silinip atılamaz .
Ancak, korkulan şey hakkında bilgi edinilerek, bilinçlenerek, o şeye dokunarak, yaklaşarak korkunun şiddeti azaltılabilir, ama yok edilemez..
Bilgi ile korku ters orantılıdır. Ne kadar bilgili olunursa o kadar az korkulur.
Çok okumanın, gezmenin, dinlemenin, araştırma ve incelemenin, dikkat ve merak uyandırmanın önemi de bundandır.
İnsan korktuğu şeyi görmek istemez, ona yaklaşmak istemez, ondan derhal uzaklaşıp kaçmak ister.
İnsan korktuğu şeyi sevmez, ondan nefret eder, tiksinti duyar, ürperir ve huzursuz olur vb…
Durum böyle olunca da
İnsanların;
Allahtan kork
Allahtan korkuyorum,
İnsanda Allah korkusu olmalı,
Sende hiç mi Allah korkusu yok
Kor Allahtan, kork korkmayandan vb.. demeleri ne anlama gelir?
“Allahtan korkmak” insan için bir meziyet, bir değer, ayrıcalık ve önem olabilir mi?
Olmaz elbette.
Allahtan korkuyorum yerine Allahı seviyorum demek, meramımıza denk düşen asıl söz olmaz mı ?
Olur elbette.
O zaman gelin bu konuyu yeniden değerlendirelim de,
Ne kendimiz için, ne de başkaları için “Allahtan korkuyorum, Allahtan kork” demekten vazgeçelim. Bunun yerine “Allahı seviyorum, Allahı sev” demeye alıştıralım kendimizi.
Değilse bilerek ya da bilmeyerek sevdiğinizden uzaklaşıyor, onu sevmiyor, ondan nefret ediyor ve ondan korkarak kaçıyoruz demek olur..
İnsandan korkmak da bu süreçlerin aynısıdır.
Son söz;
İnsanın yarısı korkudur.
İnsanlar kendi yarattıkları karanlıklardan korkarlar.
*muzaffer yıldırım