KENDİNİ BİLMEK…
Delhi’deki ünlü tapınakta Sokrat’ ın şu sözü yer alır: “İnsan, kendini tanı.”. Mevlana, ünlü eserinde : “Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz”. derken, ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, der, bir şiirinde Yunus Emre.
Peki, kendini bilmek ne demek? İnsanın kendisini bilmesi demek; başkalarının gözüyle kendisini görmesi, nereden gelip nereye gittiğini bilmesi demektir.
Ben
kendimi biliyor muyum ya da sen kendini biliyor musun? Nereden geldik, nereye
gidiyoruz?
Yaratılış gayemizi biliyor
muyuz?
Kayırıyor muyuz, şu
sizden, bu bizden deyip?
Kul hakkına riayet
ediyor muyuz?
İbadet ediyorsak; ibadetimizi
cehennemden korktuğumuz için mi, cennete gitmek için mi yoksa Rabbe duyduğumuz
sevgi için mi yapıyoruz?
Bizi engelleyen toplum,
yasa, korku, tasa olmasa nasıl yaşarız? Sorusuna cevabınız ne olurdu?
Üç günlük dünya, deriz
değil mi? Buna göre yaşıyor muyuz?
Şairin dediği gibi:
‘‘Bugünü düşünüyorum,
dün geçti, yarın var mı’’?
Gençliğe de güvenmem,
ölen hep ihtiyar mı?
Ölüm
bizim için nedir? Yok oluş ve felaket
mi, Mevlana’daki gibi ‘’şeb-i arus mu?
Şöyle bir hikâye
anlatılır, bilirsiniz.
‘’
İki kör aynı tabaktan köfte yiyormuş.
Birisi
diğerine:
-
Niçin, demiş, ikişer ikişer alıyorsun?
-
Sen körsün, demiş diğeri, nereden biliyorsun?
-
Kendimden pay biçiyorum.’’( Mesnevi’de Geçen Bütün Hikâyeler s:144 )
Biz de böyle miyiz acaba? Kimse görmese de biz tek tek yiyebiliyor muyuz köfteleri?
Kısaca: KENDİMİZİ
BİLİYOR MUYUZ?
Birkan AKYÜZ / Edebiyat Öğretmeni