Kaktüs, etli yapraklı, su oburu dikenli bir bitki.
Kaktüsgiller (Cactaceae) familyasına dahil...
Evlerde saksı bitkisi olarak da yetiştirilirler.
Çiçekleri güzeldir.
Doğada çöllerde ve sıcak iklimin sürdüğü güney kıyılarımızda ağaçlar halinde görülürler.
Yağışlarla bol su depolarlar ve yıl boyu suya gereksinim duymadan canlılıklarını korurlar.
Doğal yaşamda, bakıma ihtiyaç duymayan kaktüs ağaçlarında baharda (önceleri) açan güzel çiçekler, hayranlık uyandırır ve sonraları faydalanmak isteyenler için meyvelere dönüşür.
Meyveler de çok dikenlidir. Birtakım kesici özel aparatlardan yararlanılsa da, onları toplamak özel maharet ister. Rüzgarla savrulan tüy gibi ince dikenler insan teninde (ısırgan otu gibi) yakıcı bir his uyandırır, gözle zor göründüklerinden ciltten temizlenmesi de o denli zordur.
Frenk inciri de denilen meyveleri kum taneleri gibi ufak ve yoğunluklu çok çekirdeklidir. Fazla yenildiği zaman doğal yoldan dışkılanması imkansızdır. Tıbbi müdahale veya lavman gerektirir.
Meyveleri şifa kaynağıdır:
Stres, yorgunluk ve bitkinliğin giderilmesinde
Diyabetlilere kısmi çare,
Kolesterol düşürücü,
Cildin tazelenmesi ve kırışıkların azalmasında,
Kilo vermede,
Etkileri tespit edilmiştir.
Kaktüs ağaçları su oburudurlar, suya doymazlar. Diğer bitkilere hayat hakkı tanımazlar, hepsi benim arzusuyla diğerlerinin yaşam hakkını gasp ederler. Uzun ömürlüdürler ancak yıllar boyu süren saltanat yaşamı, yüksek şiddetteki deprem ile kökleri açığa çıkınca o koca kaktüs ağacının da yaşamı son bulur...
Her canlı doğar, büyür ve ölür...
Kaktüs ağacı da olsa...
Selam ve sevgilerle...
Yurdagül Alkan.