Anadolu insanı yaşlıları, bilge kişilerdir çoğunlukla...
"Gelin çıkmayan ev olurmuş ama ölü çıkmayan ev olmazmış" sözünü söyleyenler de onlar...
İnsan ömrü iki nefes arası kadar derler, doğunca alınan ilk nefesle vefat halindeki son nefes...
Çok uzun diye düşünülse de ömür, bir başlangıcı ve bir bitişi olan zaman dilimi...
Bazen rahatsızlıklar şeklindeki öncü sinyallerle,
Bazen de apansız,
Geride kalanları acılar içinde bırakarak çıkılan "son yolculuk"...
Az yaşa, çok yaşa,
Bir gün mutlaka gelecek başa...
Aslında bir gidişle başlayan bir bitiş değil bu yolculuk,
Yeni ve ebedi yaşamın başlangıcıdır.
Gelip geçici yeryüzü yaşamında, iyi veya kötü neler yaptığımızın değerlendirilmesi sonucunda bize lâyık görülen, sunulan yeni yaşamın başlangıcıdır ölüm...
Bugün apartmanımız bu acı günü yaşamakta:
Eğitime yıllarını vermiş, çok sayıda öğrenci yetiştirmiş sevilen bir öğretmen Gülay hanımefendiyi son yolculuğuna uğurlarken hüzün ağırlıklı yoğun duygular içindeyim(z).
O'na,
Ortalama beş senedir yenemedin o amansız hastalığı ve bugün teslim oldun,
Izdıraplarından kurtularak sevgili eşine de kavuştun,
Nurlar içinde uyu sevgili komşum Gülay hanım,
Dualarımızda sen olacaksın...
Komşun,
Yurdagül Alkan.