Ahmet Bektaş: 'Şiirdeki hedefim sadece daha kaliteli yazmak.' ...Söyleyişi

İçi ve dışı edebiyat dolu, insan endeksli bir şahsiyet okumak için, okunmaya değerdir Ahmet BEKTAŞ...
.....................................................................

meselci: 1962 Ankara doğumluyum. Halen Ankara’da ikamet etmekteyim. Evli ve iki evlat babasıyım. Şiir, edebiyat, felsefe(yaşam) ilgi alanlarım. Şiire 40 yaşımda merak sardım. Aşk ve yaşam şiirlerini seviyorum. Benim için dostluk çok önemli. Parolam: "Hayat faaliyettir, dostluk gerektir..." "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır."

Profilinizde sizle ilgili bilgiler ve özellikler bunlar, bunlar dışında geçmişteki Ahmet BEKTAŞ’ı ve şu anki yani öteki Ahmet’i okuyucularımıza anlatabilir,
tanıştırabilir misin Ahmet Bey?

Ahmet Bektaş:

--- Bizim çocukluk ve gençlik çağlarımızdaki imkanlar daha sınırlıydı. Mesela kaliteli kitap bulup okumak şimdiki kadar kolay değildi. Ne bulursak onu okuyorduk. Fotoromanlar (Gerçek fotoğraflara konuşma baloncukları yapılarak) ve çizgi romanlar (Ressam ve karikatüristlerin çizdiği kahramanların konuşma baloncuklarıyla yaptığı diyaloglar) yaygındı. Televizyon 70’li yıllardan sonra yaygınlaşmaya başladı, 80’den sonra ancak renkli ve çoklu yayın mümkün oldu. Kültürel etkileşim daha ziyade okulda ve siyasi ortamlarda mümkün oluyordu. Anarşi dönemi ve 1980 ihtilalini yaşadık. Bu olumsuz şartlar bir yandan bizi sınırlarken diğer yandan da mücadele azmimizi geliştirdi.



meselci: ’Şiire 40 yaşımda merak sardım’ Bu sizin söylediğiniz itiraf diyelim. Ahmet Bektaş şiirle tanışmak için neden 40 yıl bekledi, daha önce şiirden uzak durmak, şiirsiz günler geçirmek; 40 yıl sonra şiirle haşır neşir olunca, hayıflanmadınız mı, keşke daha önce şiirle iç içe olsaydım kendinize dediğiniz mi hiç?

Ahmet Bektaş:

--- İlk cevabımdaki olumsuz şartların şiire geç başlamamda etkisi olsa da asıl sebep şudur: İnsan gençlik yıllarında bilgi topluyor, orta yaşta yorumluyor, 40 yaşından sonra sunuyor. “Hamdım, piştim, yandım” yanınca yazıyor. Şiire başlamam içten gelen bir istekle oldu. Hesapta yokken.



meselci: Şiir yazarken, yahut kaleminize sarılırken yazma gerekçelerinizi hangi anlamlara dayandırarak bir kalıba sokuyorsunuz karalamak istediklerinizi? Yazmak sizde nasıl bir dünyaya tekabül ediyor Ahmet Bey?

Ahmet Bektaş:

--- İhtiyaçtan, bunu doğuma benzetebiliriz, vakti gelince olgunlaşan fikir ve düşünceler içte kalmıyor illa çıkacak. Yoksa hastalık yapar. Bireysel ihtiyaç hiyerarşisinde son basamak “Kendini gerçekleştirme” gereksinimi diyebilirim yazmak konusunda.



meselci: Edebiyat’ın bulunduğu durumdan memnun musunuz, gençler okuyor mu yeterince, yeterince şiire sahip çıkılıyor mu Türkiye’de?

Ahmet Bektaş:

--- İnternetin iletişime katkısı ile edebiyat daha da yaygınlaşıyor. Evinde boş vakitlerinde yazdıklarını paylaşarak katkıda bulunuyor bir çok kişi. Şair ve yazar eflasyonu yaşıyoruz bu sayede. Olumlu tarafı; çok fazla esere kolay ulaşılabiliyor olması ve geniş kitlelerce yorumlanabilirliği… Gençler çok daha fazla kaynak bulabiliyor günümüzde. Tercihler konusunda ise daha özgürler.


meselci: Şiir’deki hedefiniz ne? Şiir’i aşmak mı istiyorsunuz, yoksa şiire daha çok yön vermek mi? Nedir yüreğinizdeki şiir tutkusu?

Ahmet Bektaş:

--- Şiirdeki hedefim sadece daha kaliteli yazmak. Asıl maksat evrensel manayı açığa çıkarmak. Şiir sadece araçtır. Araçta aranan vasıf güvenli bir şekilde maksada ulaştırmasıdır. Şiir, şairin kişisel tespitlerini kendi penceresinden yansıtmasıdır. Estetik olunca daha da güzel olur elbet. Şiirde şeklin manayı kısıtlamaması esastır. Bu nedenle serbesti seviyorum. Özgürce yazmalı ki mana tam aktarılabilsin. Şeklin önemi elbet var. Bazen şekille de aktarılır mana. Akrostişlerde mesela. Kafiye ve ölçü ise her türlü seslendirmelerde çok mühim.






meselci: Hayatınıza yön veren üç şahsiyet söyleyin desem ve sizi nasıl etkilediklerini birkaç cümleyle bize anlatabilir misiniz desem?

Ahmet Bektaş:

1- Yunus Emre : Küçüklüğümde ilk okuduğum kişi diyebilirim. Kitap okuma alışkanlığı yoktu o yıllarda toplumda. Babam “Yunus Emre, divanı” özet baskı almış. Yunus’un bakış açısı o yıllarda bana çok duygusal gelmişti, zamanla evrensel olduğunu anladım.

2- Necip Fazıl Kısakürek : “Çile” Şiir kitabı ve “Çöle İnen Nur” Peygamberimizin hayatını manzum nesir tarzında anlatmış. Necip Fazıl’ın dili bana çok etkili geldi. Şiir ve nesirle çok şeyler anlatılabileceği fikrini verdi.

3- Said Nursi : Eserlerini 18 yaşımdan sonra tanıdığım, muhteşem şahsiyet. Risale-i Nurları okuduktan sonra hayatım kökten değişti. Kuranın evrensel mesajını risalelerde buldum. Risalelerde aynı zamanda felsefi, psikolojik, sosyolojik konuları da buldum. Kendi özgün anlayışımla yorumladım.



meselci: Okumak mı, yazmak mı ilk önceliğiniz?

Ahmet Bektaş:

--- Dolmadan boşalmak mümkün değil.
Okumadan da yazılmaz elbet. “okumak” denince ne anlıyoruz ona bakalım önce. İlk okuyacağımız şey ,nedir? İlk okunması gereken eser kainat kitabıdır. Kainatı kitap olarak görüp okumak ilk iş. Tabi ki kainatın misali, maketi gibi kendimizi göreceğiz ve kendimizi okuyacağız. “İlim kendini bilmektir.”



meselci: Yapmaktan/etmekten hoşlandığınız dört madde sıralayın desem Ahmet Bey?

Ahmet Bektaş:

a- Düşünmek, tefekkür; kainatı gözlemlemek,insanın kendinden başlar.

b- Gezmek; tarihi, doğal, kültürel yerleri gezip görmek insanın bakış açısını genişletiyor. Dağlara çıkmak ayrı bir zevk.

c- Yazmak; yılların birikimini yazarak açığa çıkarmak, sunmak.

d- Kendimle baş başa kalmak. Bazen yürüyüşte yaparım bunu. Bazen de dağa çıkıp tenha bir yerden bakarım etrafa. Bazen de akarsuda seyre dalarım.



meselci: Aşağıdaki kavramlar(anlamlar, daha doğrusu soru işaretli kelime ve cümleler) sizin için ne anlam-lar ifade etmekte-ler?

Ahmet Bektaş:

Dostluk?
--- Gerektir.

İlham perileri?

--- Perisi, Talia…

Özlemle yad ettiğiniz bir çocukluk hatıranız?

--- Yaz tatilinde köyde, kırlarda, akarsu kenarında geçirdiğim muhteşem “an”lar.

Sağlık?

--- Elhamdülillah, her halimize.

En büyük hayaliniz?

--- Cennet ve Cemal görmek ; abartılı bulmayın.

Tuttuğunuz takım?

--- Taraftar değilim.

Dinlemekten feyiz aldığınız şarkı(bu türkü, bu ilahi bu şiir de olabilir tabi)?

--- “Gül Güzeli” Leman Sam

Yaşadığınız şehir(Ankara)?

--- Nesini seversin şu Ankara’nın demeyin.
“An”larını severim.
Hep güzel görünürdü gözüme ecnebi kızlar…
Unutulmaz hatıraları vardır, "an" ları An/kara’mın.
Yaşayan bilir...
Güzel An/karam.

Edebiyatdefteri.com’da “müget” rumuzla üye olan dost-umuz?

--- O evrensel insan olmanın erdemine erişmiş örnek bir şahsiyet.
Hakkında ne söylesem yetersiz kalacaktır.
Şiir ve yazılarını okumak benim açımdan muhteşem bir nimettir.

meselci: Sevgili Ahmet Abi, bu güzel, bu hoş sohbetli muhabbet için sonsuz teşekkürler...

.........................................BİTTİ..........................................
( Ahmet Bektaş: 'Şiirdeki Hedefim Sadece Daha Kaliteli Yazmak.' Söyleyişi başlıklı yazı ahmet-bektas tarafından 16.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu