ŞİİR TADINDA SÖYLEŞİ / AHMET BEKTAŞ


Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikâyenizi anlatır mısınız?
Ahmet Bektaş_10Nisan1962 yılında Ankara’da doğdum. Çocukluğum Çankaya/Dikmen de geçti. Kamuda çalıştım ve emekli oldum. Halen Ankara’da ikamet etmekteyim. Evliyim, iki evlat babasıyım.

Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Ahmet Bektaş_Hayat tecrübelerimi ve birikimlerimi paylaşmak ve değerlendirme arzusu 40 yaşlarımda başladı. “Sözün değeri kısalığında gizli” dedim ve çok bilgim olmadığı halde şiir yazmaya başladım. İlk yazdığım şiirlerde sonradan hiç değişiklik yapmadım. Eksiğiyle, yanlışıyla muhafaza etmeyi daha uygun gördüm. İlk şiirim sayılır “Özlem”. Samimi, içten geldiği gibi yazmak isterim, şekil ve kafiye kaygısı ile yazılan şiirlerde mananın kırpıldığını düşünürüm. Hece ölçüsü ile yazdıklarım da var elbet.

Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? Varsa kimlerdir?
Ahmet Bektaş_En çok etkilendiğim şair Necip Fazıl Kısakürek olmuştur. Yunus Emre’nin mana âleminde akışı başka tabii ki. Nazım Hikmet Ran ilgimi çeken şairler arasındadır.

Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Ahmet Bektaş_
Eskiden şiir iletişim için kullanılıyordu. Günümüzde iletişim o kadar gelişti ki şiirle anlatıma ihtiyaç kalmadı denilebilir.
Biçim mi?
Mana mı?
Şair, manayı en güzel biçimde sunma çabasındadır/olmalıdır.
Süslü tabaklarda sunulan yiyecekler cezp eder. Şimdi daha da gelişti; yiyecekler de orijinal şekli değiştirilerek (kesip, biçip) sanatlı bir şekilde süsleniyor.
Tabii ki önemli olan tabağın süsü ve yiyeceğin üzerine işlenen sanat değil; lezzeti ve vücudu besleme değeri.
Şiirde biçim ve imge, tabak ve süslenmiş yiyeceğe benziyor.
Mana kuvvetli değilse emekler boş.

Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Ahmet Bektaş_Vakti olmayan şiir de yazmıyor. Şiir yazmak isteyişimin asıl nedeni bu değil elbet. Sözün değeri kısalığında gizli. Günümüzde vakit o kadar ehemmiyetli ki kimse uzun yazıları okumak istemiyor. Kısa ve öz anlatmak için şiire ilgi duydum diyebilirim.

Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Ahmet Bektaş_Dünyada şiir ve edebiyat sanat olmaktan öte magazine kaydı. Kültürün ve dilin muhafaza edilmesi ve iletişimin daha sağlıklı yapılması için kullanılmalı. Türkiye’de şiir ve edebiyata ilgi arttı diyebiliriz. Elit tabakadan tabana yayıldı. Bu kalite ile ilgili bazı endişeleri beraberinde getirse de zamanla elbet gelişecek ve elenecektir.

Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir
Ahmet Bektaş_Yaşam felsefem “Hayat faaliyettir, dostluk gerektir” düsturu üzerine kuruludur. Yaşam hareketlilik ister, etkileşim ister; etkileşimin kısa yollarından biridir şiir. Benim için şiir kısa ve öz anlatımdır. Gerek duyguları, gerekse toplumsal gerçekleri kısa öz anlatmaktır. Sanatsal yanı mananın sunulmasına hizmettir. Sanatsal yanı manayı kırpmamalıdır.

Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Ahmet Bektaş_ Günümüzde soyut ve gerçek şiir ayrımı yeterince yapılamıyor. Şiir şeklen de somut bir yapıda olabilir.

Akrostiş (Filiz Bedük)

F arklı olabilmek kolay değil aslında,
İ nsanlar tek kalıptan çıkmasa da…
L isanımız yeterli mi sanırsın her şeyi anlatmaya.
İ yilik de kötülük de kendi içimizde.
Z or olanı başarmak asıl maharet.

B in zahmete katlanmak var bu yolda.
E ngelleri aşmak için sahip olmalı inanca.
D ünya baki değil, değmez kavgaya,
Ü zerine yağsa da türlü musibet;
K orkma! Yolun doğru, Allah yardımcın olsun.

Ahmet Bektaş

Burada şiir sesli olarak okunduğunda satır başlarındaki harflerin alt alta gelmesiyle oluşan mesaj anlaşılamayabilir. Görsel bir yapısı da mevcut, somuttur.
Okuyan herkesin aynı anlamları (birbirine yakın) bulduğu şiir somuttur.
Her okuyana hayal gücü nispetinde ayrı, ayrı kapılar açan, düşünceler kazandıran şiir soyuttur.
İmgeler, kullanıma göre soyut ve somut olabilir.

Su Gibi_İnternetin şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Ahmet Bektaş_ İnternetin şiirsel gelişime etkisi elbet vardır. Şiir ve şair enflasyonu yaşıyoruz bu sayede. Hem olumlu hem de olumsuz etkiden söz edebiliriz. Olumlu olanı; çok fazla şiire kolay ulaşılabiliyor olması ve şiirlerin geniş kitlelerce yorumlanabilirliği sayesinde şaire, şiirlerinin nasıl algılandığı hakkında fikir vermesi.

Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Ahmet Bektaş_ Sözün kısa ve öz olanı, manası kuvvetli olanı makbuldür. Söz sahibini ele verir. Sözde sihir vardır. Bu nedenle şiirsel anlatım daha etkili olabilir. Tabiî ki sanatçının maharetine göre değişir.

Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Ahmet Bektaş_Duygu yoğunluğunu bütüne yansıtmak, en zor olanı… Bu konu kişiden kişiye değişir, bakış açısına göre de değişir. Hologram gibi bir bütünlüğü olan şiiri birbirinden kopuk paragraflar gibi algılamak da mümkün. Bazen ayrı ayrı görülen paragraflara topluca bakmak gerekiyor. Bütünün oluşturduğu bir mana da olabilir. Şair gizlediği manayı ipuçlarıyla aşina etmeli. Farklı anlaşılabilir olanı yine gizli bir şekilde açık etmeli, böylece derine gizlenen manayı dikkatli okuyan anlayabilir. Şiiri düzyazıdan ayıran özelliği manaların genelde soyut olması değil mi?

Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Ahmet Bektaş_Şiir gibi şiir yazan az, kitap çıkaran çok!
Kitap çıkarınca şair olunmuyor. Zaten sattığı da söylenemez şiir kitaplarının, birkaç kendini kabul ettirmiş şair haricinde… Dergilerde yayınlanması da çok değerli olduğunu göstermiyor şiirlerin. Popülist yaklaşımların kurbanı oluyor şiirler. Güzel şiirler/ şairler fark edilmiyor veya kıymeti bilinmiyor.

Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz?
Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve
tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Ahmet Bektaş_Tematik şiir yazmak her zaman doğru olmuyor. Ya da başarılı olmuyor. Yine de yazmaya çalışıyorum. Şahıslara olabilir, genelde aşk ve özlem… Günlük hayatın içinde beni etkileyen konularda daha fazla yazabiliyorum. Dağlar, kabirler v.b.

Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyorsunuz?
Ahmet Bektaş_ Türkçemiz sadeleştirilmek adına, fakirleştirildi. Sonrasında ise komik kelimeler uydurularak zenginleştirilmeye çalışıldı. Tabiî ki istenilen sonuç elde edilemedi.
Dilin zenginleşmesinin en kestirme yolu; ilim ve fen de ilerlemek…
Osmanlı'nın parlak dönemlerinde dili de zengindi. Türk dili Arapça ve Farsça ile zenginleştirilmişti. Sırplar 9.000, Ermeniler 4.200 kelimeyi Türkçeden almış ve halen kullanmaktadır.
Maalesef Türkçemizde bulunan birçok kelimenin, yabancı karşılığını kullanmak gibi bir zaafımız var. Özellikle avam çok sınırlı sayıda kelime ile anlaşmaya çalışıyor.
Özümüzü geliştirmeden, sözümüzü geliştiremeyiz.
Bence dili zenginleştirmek, başkalarının buluşu olan yeni kelimelere Türkçe karşılık uydurmak olmamalı. Belki kullanmadığımız kelimeleri, kullanıma katmak ve yeni yabancı kelimeleri usulünce devşirmekle olur.
Ne kadar çok kelime bilirsek, o kadar iyi anlar ve anlatırız. Hangi dilde olursa olsun, yeter ki kelimenin manasını bilelim.


Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Ahmet Bektaş_Şiir yazmaya 40 yaşımda başladım. Henüz şiir kitabı çıkarmayı düşünmüyorum. Bir yerlere gelemeyeceğim açık da. Şiiri seviyorum.

Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız? ....
Ahmet Bektaş_ “Deli mavi sevdalar” şiir grubunda yazdığım şiirimi paylaşayım.

Mavi Sevdam


Nedensiz doluyor mutluluk içime
Mavi bir sevdanın şokunu yaşıyorum.
Er geç bir gün sen de
Anlarsın beni demiştim...

Küllenen bir sevdayı
Körükleyen bir gölge...
Alev alev özlem ateşi
Aydınlattı mavi geceyi...

Özlemek de güzel, özlenmek de...
Aradan uzun yıllar da geçse
Seviyorsan mutlaka söyle,
Kavuşsan da son nefeste.

Kaybetmedin ki üzülme,
İnsan ebedi elbette.
Yarım kalan nice sevdayı,
Yaşamak mümkün cennette.

Ahmet Bektaş
24.11.2005

Saygı ve selamlarımla.
( Şiir Tadında Söyleşi / Ahmet Bektaş başlıklı yazı ahmet-bektas tarafından 9.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.