Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 20.10.2015
Okunma Sayısı : 721
Yorum Sayısı : 0
Ve yazar, son sanık olan Hayat'ı çıkartır sanık kürsüsüne…

“Hâkim; “Evet. Burada; karamsar olmak, herkesi karamsarlığa sürüklemek, insanların istek ve taleplerini karşılamamak yada istek ve taleplerini, istemedikleri daha farklı bir şekilde karşılamak suretiyle yüzlerindeki tebessümü, içlerindeki umutları yok etme suçları ve elektrikli sandalye ile infaz edilme istemiyle bulunmaktasınız. Anlaşılmayan bir yer var mı?” der ve son sanığa söz hakkı verir.”

“Hayat; “Yok sayın hâkimim. Herşey yeterince açık ve de net.” der.”

“Hâkim; “Öyleyse buyrun, savunmanıza başlayın.” diyerek, son sanığın savunmasını dinlemeye hazırlanır.”

“Hayat; “Aslında sayın hâkim, ben, benden önce yargıladığınız 3 arkadaşımın toplamıyım. Benim söyleyeceklerim onlarınkinden pek farklı olmayacaktır. Kader, Zaman, Aşk ve daha niceleri aslında benim birer parçam sayın hâkim. İnsanların hepsi kendi kurallarını koyma çabasına giriştiler. Hâlbuki koydukları kuralların iyi olanları, aslında benim, yani Hayat’ın kuralları. Neden iyi olanlar benim kurallarım biliyor musunuz? Çünkü sayın hâkim, Yaratıcı; insanlara hayatın kuralları olduğunu, bunu böyle yaparsanız iyi şöyle yaparsanız kötü olduğunu söyledi. Fakat insanlar; “Kurallar çiğnenmek içindir.” dediler ve Yaratan’ın bende belirlediği kuralları hiçe saydılar. Ama bu hiçe saymaları yetmediği gibi bir de yine kendileriyle çelişkiye düşerek kendilerine has kurallar koydular. İşte normal kuralları yıkıp kendilerinin kurdukları bu kurallar, kötü olan kurallar. Yaratan, insanlara; Kendisi’nin belirlediği kurallara uymadığı takdirde ne olacağını söylemesine rağmen onlar bunu dikkate almadılar ve almadıkları gibi de beni ve arkadaşlarımı suçlu ilan edip şikayet ettiler. Beni ve arkadaşlarımı suçlayabildiklerine göre bu insanlar çok şey biliyor olmalı… Ama bildiklerinin yanlış olabileceğinden haberdar değiller galiba… Yaratan onca delil sunmuşken, neden hâlâ kendi sözlerinin doğruluğunu savunup bizleri aşağılıyorlar? Buna cevap versinler sayın hâkim, o zaman bırakın elektrikli sandalyeyi falan, alın bir silah, dayayın şakağıma… Hiç düşünmeden sıkın. Gözümü kırparsam namerdim.” der ve bir müddet salonda sükûnet oluşur.”

“Hâkim; “Savunmanız bu kadar mı?” diye sorar.”

“Hayat; “Evet, sayın hâkim. Bu kadar. Karar sizindir. Hayırlısı ne ise o olsun…” der.”

“Hâkim; “Karar! Yapılan önceki yargılamalar, her bir olgu hakkındaki suçlamalar göz önünde bulunudurularak, son sanık dinlenmiş ve savunması alınmıştır. Söz konusu sanığın savunması geçerli görülüp, hakkındaki tüm suçlamalardan beraatine ve infaz isteminin reddine, bir daha söz konusu dört sanık olan; Kader, Zaman, Aşk ve Hayat hakkında insanlar tarafından bulunabilecek herhangi bir dava talebinin kabul edilmemesine karar verilmiştir.” Hâkim son olarak Hayat’ın da yanında gelir ve sorar; “Peki şimdi ne olacak? Dördünüz de beraat ettiniz ama insanların size tekrar karşı gelme ihtimali var.” Hayat ise; “Ne yapalım sayın hâkim, bu bizim; zamanla birlikte kaderimiz, hayatımız ve aşkımız. Biz isyan etmeyiz çok şükür.” der ve yüzüne bir tebessüm kondurarak salondan ayrılır.”
 
( Dört Sanık - 4 Numaralı Sanık Hayat başlıklı yazı 4harf1kelime tarafından 20.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu