Olay Bin dokuz yüzlü yılların başında yanlış hatırlamıyorsam Adıyaman'da geçer.
Rahmetli dedem Davut efendi memur olarak görev yaptığı bu şehirde eşi Hayriye hanım
(Anneannem) ve çocukları birisi annem Azize hanım olmak üzere dayım Ahmet bey ve teyzem süheyla
hanımla birlikte yaşarmış.
Ben size anlatacağım şeyi sadece bir ağızdan duysam, hurafe der geçerdim. Ancak hem büyük
annemden, hem dayımdan, hem de annem'den farklı zamanlarda aynı şekliyle dinledim.
O zamanlar da tarikatlar varmış. Ama şimdiki gibi, insanların dini inançlarını sömüren,
"Sözde dergahları" insanlardan topladıkları paralarla çeviren, sonra bu paraları kötü
amaçlarla kullanan, teröre varıncaya kadar her türlü melanetin içinde bulunan gerici,
yobaz tarikatlar değilmiş. Bektaşilik ve Mevlevilik gibi köklü gerçek tarikatlarmış.
Rahmetli dedem Davut efendi'de bu tarikatlardan birine mensup, dindar bir insanmış.
Dedemin mensup olduğu "Geylani tarikatı ya da Kadirlik ( Kadiriyye) İslam dünyasının ilk
tarikatı ve dolayısıyla en köklüsü ve en yaygınıdır. Bu bakımdan da özel bir yere sahiptir.
Kurucusu Abdülkadir Gıylanî’dir. Bazı kaynaklarda Geylanî diye de geçer. Abdülkadir Gıylani,
Hazar denizinin güneyindeki Nıyf köyünde 1077 yılında dünyaya gelmiştir. Öğrenimi Bağdat şehrinde
olmuş ve dönemin en önemli İslam bilginlerinden olan sufi Ebû Sa’d Mübarek-i Muharrimi’den mezun
olmuştur. Ölüm tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte kaynakların bir kısmını ölüm tarihini 1166
kimisi de bu tarihten bir yıl sonrasını yani 1167 yılını verir. Mezarı, Bağdat’taki tekkesindedir.
Kadirilik, İslam dinin ilk tarikatıdır. Aslında Geylani’den önce de bazı şeyhlerin çevresinde
toplanan müridler olmuş, ondan ders alan kişiler olmuştur ama bu dersler ve ikmal o şeyh ölene
kadar var olmuştur. Şeyh öldükten sonra öğrenciler dağılmıştır. Kadirilik bu yüzden ilk İslam
tarikatıdır çünkü Geylani öldükten sonra devam etmiş, günümüze kadar gelebilmiştir." Kaynak
(makaleler.com)
Abdulkadir Geylani hazretlerine hayranlıklarını ve minnettarlıklarını anlata anlata bitiremeyen
Hak aşığı Yunus bir kaç mısra ile söyle anlatır Şeyh Abdulkadir Geylani Hazretlerini;
Seyyâh olup şu alemi ararsan,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
Ceddi Muhammed’dir eğer sorarsan,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
***
Çevre gelip dervişleri derilir,
Erkânile usûlleri sürülür,
Kudretinden nasipleri verilir,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
***
Mevlâ’m yüce devlet vermiş başına,
Meşgul olmuş Yaradan’ın işine,
Mevlâ’sının Rasûlü’ne aşina,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
***
Giderler gazâya çalarlar satır,
Daima yaparlar hoş gönül-hatır,
Bağdat’ta türbesi nur olmuş yatır,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
***
Kâdir Mevlâm yeri-göğü düzeli,
Hoş nazar eylemiş O’na ezeli,
Evliyalar serçeşmesi güzeli,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
***
Cümle hâs u âmı Hakk’a götürür,
Nice müşkilleri anda bitirir,
Muhammed’in sancağını götürür,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
***
Derviş Yûnus!Biz çekelim zahmeti,
Üstümüzde hazır ola himmeti,
Oğlum demiş O’na Rasûl Hazreti,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
(Kaynak tasavvuf okulu)
***
Birinci bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN