Kriz gelir aslan gider diyordu

Muvafakatlı akıl daneler

Hâlbuki ki, örgütsüz hayvanlarda

Hayvan hayvanın kurdu

Hayvan hayvanı ihbar ederle kudurdu

İçlerinde baskı güçlenişle olur, haneler

 

Hayvanlığı bile

Bırakıp gidişin terkinde

Hayvanlar erkinde

Memleket yalan

Tepeden tırnağa itibarı, kalan...

 

Hukuktan ters yüzler

Hayvan ıslah evleri

İftiralardan komplo

 

Kurucu kurda hakaret etmekle

Çok güzel yönetiyorum sanıyordu

Ah bir de ayıdan şikâyetler

Dayıdan sızlanmalar olmasa

Yoksulluklar, eş cinayetleri, çocuk hayvan tecavüzleri...

Promosyon olup, bedavaya geliyordu eşeklerle

Karınca kazılı maden göçükleri

Dinamit yemişle patlayan hayvanlar

Ot oburu mera yolsuzlukları

Bir de canını sıkan şikâyetleri

Aslan hükümetin şahsına hakaret diye, anlamasaydı

 

Bu hali psikolojik tarzla

Bilumum hayvanattık farzla

Aslan ağzını açtı

Şöyle bir derinden kükreyecekti ki

Süngüsü düşmüşle

"Bana bak; kapıyı açarım ha..." dedi.

 

Kümese dadanan gelincikler bunu

"Köpekleri üzerinize salarım ha" gibi anladılarsa da

Çakallar tınmadı

Çakal olmaktan kaçınmadı

 

"Sibirya'nın tayga ormanlarına ortaklığa alacaklarmış

Alsan ne olur, almasan ne olur?"

Ben de şengenli yengenli cangıl ormanlarına giderim

"Yav siz kimsiniz?

Topunuz gelse ne yazar?" ... Dedi

 

Bütün uluslararası hayvan dillerine tercüme edilen söz

Hiç bir dilde karşılığı olmayan diplomatik bir dildi...

 

"Umurumda değil

Bana bak ileri giderseniz"  demişti ki sesi kısıldı

Su içti, araya su içme zaman girdiği için söylenen unutulmuştu.

 

Bu konuda tarihçiler üçe ayrılır

Birinciler "susadığı için sesi kısılmıştı" der

İkinciler "korktuğu için" sesi kısılmıştı der

Üçüncüler "ses sistemi arızasından, ses sistemine cin girdi" der

Bir de bunun " aslan hiç korkar mı?" diyen

Cenabı Hakkın, yaratığı

Orman yarısı kadar kuzu olmanın, saftirikleri vardı

 

Bizi çoktan rehaveti keremle

Bu olmadı birde aslanı veremle uyuşturmuşlardı

Aslan iktidar olukken

Öyle hilafı hakikat söylüyorlardı ki...

Domino etkili bir ateşle gidecek olan

Bu orman, sağlam temeller üzerine binadır

Yılmaz kale, zaptı olmaz diyordu, yalanla

Oysa Truva Atıydı hep bize mezkûr kalanla

 

Ayakta kalmak gerekti, ayakta

Yalan üstüne yalan, talan üstüne talana gidişte

Yaşlı kurt, boşa çıkarmıştı

Patlayan istiridyeden, zehirli yiyeceklere

Altı yüz otuz sekiz boşa çıkmış teşebbüstü

Hiç olmadığı halde

Bana, oğluma, kızıma, sağdıcıma, gelin salıcıma, utancıma, arınıcıma diyerle

Memleketin kalelerine girilmişle, memleket batık

Haremi ismetle kaleler, iffet tutmuyordu artık

 

Yılan kayıp gidiyordu

Balık oltaya gelmiyordu

Kurt kapana, kuş ökseye düşmüyor

Sinekler bala, ayılar yala gelmiyordu

Oltadaki av için ise yeme gerek yoktu

 

Kuzular zokayı yutmuş

Zokadakilerde ölümüne sözünü tutmuş

Uslular çoktu

Memleket yalan, memleket terane

Bir araya gelmez, bir avuç hindibalarla feverane

 

Akla karşı nakıl

Fikre karşı, peşime takıl

Hayatını yaşa, paşa paşa

 

27.11.2016

 

Mezkûr: Biraz önce anılmış, söylenmiş olan

Terane: Çok yinelendiği, boş olduğu için usanç veren söz, ezgi.

Çengıl: sıcak iklime sahip bölgelerde bulunan balta girmemiş ormanlar. Yağmur ormanı

( Peşime Takıl başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 28.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu