Anne..!
Çatılara leylekler konmuyor...
Ürkerek..
Uçuyorlar dağlarda..
Ve uçurumlar buyuyor kenarlarında..
Ve ..
Katiller yuvalarında..
Bir anne şefkati..
Böylemi gömer..
Karnındaki masum güvercini..
Toprağa..
Oysaki..
Umutlarının ,gölgesi olmalıydı..
Hırpalanmış güvercinin annesi..
Korunak,
Barınak,
sığınak, olmalıydı o anne..
Gölgesi olmalıydı yavrusunun...
Takmışsa gerdanlığı boynuna..
Anne...
Ölmeliydi..
Öldürmek yakışmamaliydi..
Tülbentler ile getirmeliydi..
İçindeki masum bebeği..
leyleğin içindeki güvercine..
Trabzon tiftahiyesi ile..
Dağlarda en guzel..
Gül goncası yapmalıydı yavrusunu
Ve toprağından kına çalmalıydı.. Güvercinin ellerine..
Kenan kuyuları..
Korkutur güvercini..
Şimdi..
Hangi anne geçmeli oradan..
sarmalı sinesine...
Yavru güvercini..
Ve ...
Kırılan kanatlarını..
Okşamali yeniden..
Ve yeniden..
Rahminden alarak..
Bir buse kondurmalı..
Güvercinin kanatlarına..
Anne..
Neden Anne..?
Erkam Yıldırım