Hadi gel tut ellerimden, gözleri kara sürmeli, elleri kınalı gelin.
Yüreğimde bir sen beslemişem
Bakışı bir nakış, sözleri dikenli gelin.
Sırtlan göğsüne çeyizini gel anamın ocağına.
Gözleri bin peçeli, dudağı ballı gelin
Yüreği dağ ceylanı, gülüşü asi gelin..
Sen gelse idin, heybetli dağları adın ile süsleyecektim.
Şirinin Ferhat’ını değil, ikimizin destanını Göklere yazacaktım..
Ancak hala gelmedin.
Yüreğimin hicranı gelin.....
II
Bilirsin bizim otağın evladıyım..
Ay doğmaz gecemize..
Üstüne baykuşlar konar yıllanmış evlerimizin üzerine.
Şimdi hangi hali anlatam sana..
Ne diyem, ne edem...
Bu yarayı sana nasıl arz edem.
Göğün yüzün de duran gönlümün dilber, yaldızlı gelin.
Fani olanf, fenadır derlerdi, gülüşü bile zarardır derlerdi.
İblisin beyi, insandır derlerdi.
Ne bilem henüz ufacıktım anlamazdım.
Böylesi bir yarayı sana anlatamazdım.
Derdi büyük, gönlümün süsü gelin.
Şimdi bizimyamaçlarda gelincikler açmıyor..
Kuşlar uçmuyor, tırtıllar ağaçlarda oynamıyor.
Dağlar, topraklar artık zindanlara mahkum..
Çiçekler bile müebbet ile hüküm giyiyor..
Hani nerde o çayır çimenler, hani nerde o hasret dolu türküler...
Ve tutulmuş geceye, koynunda uyuyan sevgililer.
Hani nerde atasözleri, deyimler, dillere destan hikayeler.
Hani nerde o pamuk şekerler ve mini minnacık sevinç dolu masum çocuklar ve beşikte uyuyan bebekler...
Eskiler nede güzeldi, nede içten ve lezizdi..
Hatırlar mısın ne oyunlarımız vardı sokak başlarında...
Ne oyunlar oynardık hatırlarmısın...
Misket yada gülle derdik onlara, yenildik mi utuzdun derdik ve sevinirdik çocukça.
Yada istop, birdir bir, kapıcı ibo, çelik çomak, çizgi çöm çöm çömbelek...
Hile yaptın derdik küserdik, ama beş dakikaya kanka değil dost oluverirdik
Annelerin son içeri çağırma saati ikindi üstü idi.
Ama biz yaramaz çocuklar gün batımında sonra uğrardık evlerin içine..
Öyle değil mi gözlerimin aynası gelin....
III
Şimdi yürekler ırmaklara, topraklara ve denizlere akmıyor..
Her taraf sis bulutu, yağmurlar bile ıslayamıyor yürekleri...
Her taraf kine bürünüp yüklenmiş nefretleri..
IV
Biliyorum, yine anlatamadım seni..
Yine ne kadar sana yandığımı söyleyemedim...
Ama inan dağlar ovalar çiçekler tırtıllar olamasa..
Bizde yokuz, dünyamın goncası gelin...
Şimdi bana diyorsun ki bu bir aşk şiiri olacaktı...
Ne bilem, kalem utansın..
Seni anlatamaya müsade eylemeyen insan utansın..
Erkam YILDIRIM