Ben ki izdivacınıza talip lâmekan şehriyar
Lâkin bilmek istiyorum ; bana ilgisiz misiniz ?
İcazetinizle olur şu garip gönlüm bahtiyâr
Pek meraktayım ruhuma elzem ilgi siz misiniz ?
Arz-ı hâl ediyorum ki yegâne arzum ciddiyet
Zat-ı şahanenize söz ; mutlak reddimdir ferdiyet
Cüretimin mazereti derd-i aşkımdır keyfiyet
Yaşadığım ısdıraptan sahi bilgisiz misiniz ?
Müptelanız değil iken ermişe vardım nihayet
Buyurdular ki şart imiş münasebette dirayet
Bilgelerin malûmatı ruhuma etti sirayet
Kimi gördüysem ünledim; malûm sevgi siz misiniz ?
Önce öğrenmeliymişim mesut olunur kiminle
Münazara et dediler ; meşke merhem hekiminle
Çığrılan zor bir türküydü “ kal sadece mukiminle”
İstişarelerim gamlı, cem’en
sevgisiz misiniz ?
Ayzıt’a sordum sevdayı ; mecazen oldum putperest
Leyla verirmiş cevabı, sanıldım maceraperest
Umay Ana’yı belledim ; hep anıldım hayalperest
Suâl edecek kimseler bitti bilgi siz misiniz ?
Muâllimi olun lütfen mekteb-i saadetimin
Bir ömür meşgalemsiniz, ardından ibadetimin
Kabûlünüz ile gelir müjdesi velâdetimin
Bestelenmemiş güfteme lütuf ezgi siz misiniz ?
MCU
şehriyar : padişah, hükümdar.
lamekan : yersiz, yurtsuz.
icazet : izin.
elzem : zorunlu, gerekli.
arz-ı hal : durumunu sunmak.
müptela : bağımlı, tutkun, aşık, vurgun.
dirayet : ince şeyleri kavrayış.
sirayet : yayılma, dağılma.
mukim : yerleşik.
cem'en : topluluk halinde.
istişare : danışma.
Ayzıt : Türk mitolojisinin aşk ve güzellik tanrıçası.
Umay Ana : Türk mitolojisinde iyilik tanrıçası.
veladet : doğma, doğuş.