Bölüm 2: Duruşma günü
3 gün sonra…
-
Hey sen. Hey! Buraya bak.
-
Ne var ne istiyorsun?
-
Ben Güvenlik Biriminden Yargo. Bugün hakim
karşısına çıkacaksın. Avukatın davayı almaktan vazgeçti. Nedenini arayıp
kendine sorabilirsin. Hazırlanmış hiçbir belgen yok. Kendi savunmanı kendin
yapacaksın.
-
Avukatım davayı almaktan vazgeçti öyle mi? Bu
nasıl bir şaka? 3 gündür hiçbir şey yapmadan burada yatıyorum. Bedenime
sapladığınız onca alet yüzünden her yerim uyuştu. Buna beynim dahil. Şimdi
kalkmış bana avukatım olmadan duruşmaya çıkmamı mı söylüyorsun? Duruşmaya falan
çıkmıyorum ben. Yeni bir avukat atanana kadar hiçbir yere gitmiyorum.
-
Tercih etme şansın olduğunu düşünüyorsan
yanılıyorsun. Ya bugün o duruşmaya çıkarsın ya da tüm suçlamalarını kabul
ettiğini varsayacağız.
-
Duruşmaya çıkmadan suçlamaları üstüme yıkmanız
mümkün değil. Ayrıca neyle suçlandığımı bile bilmiyorum.
-
İyi ya, duruşmaya çıktığında öğrenirsin. Kendini
toparla. Zihnini temizlemen için sana içeçek bir şeyler gönderiyorum. 1 saat
sonra mahkemeye gitmek için yola çıkarılacaksın. Şimdilik bilmen gerekenler
bunlar. Geri kalan sorularını mahkemede sorarsın.
-
Giyisilerimi verin bari. Çıplak gelip kafanıza
işememi istemiyorsanız tabi. Hey! Giyisilerim, seni lanet olası!
1 saat sonra…
-
Hazırsan çıkıyoruz.
-
Hazır değilsem ne olacak? Tercih şansım var mı?
-
Ayakkabılarını giy.
Kendi kendine konuşmaya başladı. Hala nasıl böyle bir
cehenneme düştüğünü anlamaya çalışıyordu. Neyle suçlandığını bile bilmediği bir
duruşmada kendini savunacaktı. Yanında iki nezaretçiyle beraber yola çıktılar.
Adliye binasına vardıklarında etraf çok kalablıktı. Herkes ona acı acı
bakıyordu. Kin ve nefretten yüzleri yanacak kadar kızgınlardı. Nezaretçilerin
gözleri de bıçak gibi keskin bakışlar atıyordu. Geçmişte karıştığı yaralama
olayı aklına geldi. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen aklına gelen tek şey
buydu. Üstelik sarhoş bir gencin üzerine yürüyüp ona yumruk atmasıyla başlayan
olayda haklı olmasına rağmen ceza almıştı. Duruşma salonuna yaklaştıkça
sinirleri daha da gerildi. Kaçış yoktu, çekecekti.
Duruşma salonu…
Etrafını süzdü. Salon tıklım tıklımdı. Etrafta bir sürü
kamera ve muhabir vardı. Herkes ona
saldırmaya çalışıyor, güvenlik güçleri insanları zor zaptediyordu. Katil!
Katil! Diye bağırıyorlardı. Salonda herkes yerini aldı. Elleri bağlı bir
şekilde hakim karşısına geçti. Arkasına baktı. Kalabalığın içinde Arwen’i
gördü. Bakışları hiçbir şey söylemiyordu. Öylece bakan ve duran bir kadın vardı
karşısında. İlk kez bu kadar ruhsuz ve bu kadar donuktu. Gürültünün arasında
hakim salona girdi, yerine oturdu ve duruşmayı başlattı.
-
Sessizlik!
-
Ben yüksek dereceli cezalar hakimi Tana.
Duruşmayı açıyorum.
-
Davalı, Bay Luin. Ayağa kalkın ve söyleceğiniz
her sözün Lia’nın geleceğine etkisi olacağının bilincinde olarak yemin edin.
-
Ben Luin Porlia. Söyleceğim her sözün Lia’nın
geleceğine etkisi olacağının bilincinde olarak, hiçbir konuda yalan
söylemeyeciğime yemin ederim.
-
Davacı, Lia Şehir Hükümeti adına temsilci Bay
Kogar. Yemin edin.
-
Lia’nın geleceği adına yemin ederim.
Hala hayal görüyormuş gibi hissediyordu. Davacının şehir
hükümeti olması nasıl bir olaydı? İşin içinden çıkamayacak gibiydi. Midesi
bulanıyor, kusacak gibi oluyordu. Tüm karmaşıklığını hakimin sesi bozdu.
-
Bay Luin. İçişleri Bakanı Leon Martin’i
öldürmekle suçlanıyorsunuz. 21 mart, akşam saatlerinde Pera yolu çıkışındaki
Trex binasının yanında arabanız bulundu. Arabanızın ön koltuğunda üzerinde
parmak izleriniz olan otomatik bir silah tespit edildi. Yapılan testler silahı
sizin kullandığınızı da doğruladı. İçişleri Bakanı’nı öldürdüğünüzü kabul
ediyor musunuz?
Donmuş bir şekilde hakimi dinliyordu.
Dili tutulmuştu. Konuşamaz haldeydi. Bir süre duraksadıktan sonra hakimin
uyarısıyla konuşmaya başladı.
-
21 mart günü işimden çıkmış eve gidiyordum. Çok
sıkıştığım için orman yolu çıkışında kenara çektim ve arabadan indim. Çişimi
yaptım. Sonrasını hatırlamıyorum. İnanın bana hatırlamıyorum. Ben kimseyi
öldürmedim. Benim silahım bile yok. Üstelik kullanmasını da bilmiyorum.
Salondan yuhalama sesleri
yükselmeye başladı. İnsanlar vahşi hayvanlar gibi saldırganlaşmıştı. Onları
zaptetmek çok zordu. Hakim çekicini sertçe vurarak kalabalığı bastırdı.
-
Bay Luin. Burada Lia için bir yemin ettiniz.
Bunu size hatırlatmak isterim. Yalan söylemeniz cezanızı daha da
ağırlaştıracaktır.
-
Efendim, ben yalan söylemiyorum. Hiçbir şey
hatırlamıyorum. Leon Martin’i ben öldürmedim. Tutuklandığım anı bile
hatırlamıyorum. Leon Martin’i öldürsem bunu bilirdim.
-
Rapora göre; olaydan sonra saklanırken ekipler
tarafından uyuşturucu iğneyle vurularak bayıltılmışsınız.
-
Eğer birini öldürdüysem olay yerinde saklanmak
yerine kaçmayı tercih etmez miydim? Bu cinayeti benim üzerime yıkmaya çalışan
birileri var. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Üstelik o harabelikte İç İşleri
Bakanının ne işi var? Bu soruların hiçbirinin cevabını bilmiyorum.
-
İç İşleri Bakanının neden orada olduğunu
gizlilik sebebiyle açıklamayamayız. Bunu bilmeniz de gerekmiyor. Suçlamaları
itiraf etseniz de etmeseniz de tüm deliller katilin siz olduğunu gösteriyor.
Geçmişte karışmış olduğunuz yaralama olayında da Lia valisinin oğlunun canına
kast ettiğiniz de aldığınız ceza ile kanıtlanmış durumda. Ekleyeceğiniz bir şey
yoksa duruşmayı kapatıyorum.
-
(Sessizlik)
-
Öğrenilmiş Kanunların 3. Maddesi uyarınca halkın
bütünlüğüne kast ettiğinize karar verilmiştir. Ömür boyu hapis cezanız boyunca
hiçbir insan ya da robotla iletişim kuramaz ve tahliye talebinde
bulunamazsınız. Duruşma kapanmıştır.
-
Anı incelemesi talep ediyorum!
-
Duruşma kapanmıştır.
-
Böyle bir hakkım var. Bunu biliyorsunuz. Anı
incelemesi talep ediyorum.
Salonda büyük bir uğultu başladı.
İnsanlar susturun şu haini diye söyleniyordu. Hepsinin arasından bir kadın sesi
ayrılıp herkesi bastırdı.
-
Anı incelemesi yapılmak zorunda. Bu insani bir
hak. Bu adamın bu hakkını elinden almamalısınız!
Herkes hakime gözlerini dikmiş
çıt çıkarmadan vereceği tepkiyi beklemeye başlamıştı. Hakim, bu hakkın var
olduğunu biliyordu ancak halkın tepkisinden de çekiniyordu. Etrafına baktı,
duraksadı ve sessizliği bozdu.
-
Anı incelemesi talebi kabul edilmiştir. 2.
Duruşmaya kadar Luin Porlia’nın tutukluğu devam edecektir. Ceza hükmünün
inceleme sonuçlanana kadar ertelenmesine karar verilmiştir.
Yazarın
Önceki Yazısı