SESSİZ VEDA


içimde hıncahınç bir istasyon kalabalığı
her vagondaki yolcularda
ayrı bir hayat,ayrı bir hikaye
umuda yolculuk telaşı var
zamanın ikindi hüznünde

saçım başım darmadağın
bizim zannettiğim eşyaları topladım
diken üstünde oturuyorum
bir zamanlar büyük bir hevesle aldığım sandalyenin tepesinde...

puslu camlardan dışarıyı değilde
gözümün önünden bir film şeridi gibi gelip geçen
hayatımın en güzel yıllarını seyrediyorum
iş arkadaşlarım,dostlarım,sevdiklerim 
hepsi bana bakıyor sanki...
hangisine bakacağımı şaşırıyorum birden
ağlamakla gülmek arası
renkten renge giriyorum
daha şimdiden özledim diyor 
kan ağlayan gözlerim
permeperişan nereye gidiyorsun böyle diye soruyorlar...

gözyaşlarım bir çağlayan gibi
akarken solgun yanaklarıma 
anlatıyor beni onlara...
diş gıcırtılarımın sesi uğuldarken kulaklarımda
dilim lal oluyor birdenbire
dev dalgalar vuruyor kıyılarıma...
ne fırtınalar kopuyor içimdeki ölü denizde
bazen boğuldum sanıyorum
yine de beni boğmaya çalışan denize kızmıyorum
her ne kadar beni incitse de...

sonra birden irkiliyorum
kalk artık işler seni bekliyor diyorum kendi kendime
gördüklerimin hepsi şimdi bir düş,bir hayal oldu
sanki yaşayıp da hiç yaşamamış gibi
tadı damağımda kaldı
yarım kalan her şey gibi
ömürler gibi...

dört duvarlar sararken dört bir yanımı
çıt çıkmıyor hiç bir eşyadan
yalnızca sessizlik kol geziyor evin her yerinde
bir zamanlar...
Sivrihisar Tşof 112 acil de
geçici görevle çalıştığım
harcırakla aldığım radyoda
bir de hüzünlü mü hüzünlü
veda şarkıları çalmaz mı?
eski de olsan sen 
yine de bırakamam seni yad ellere 
taşırım seni nereye gitsem
kol çantam gibi...
çünkü yaralı yüreğimi,gönlümü avutacak sensin
sensin benim yalnızlığıma iyi gelecek

daha dün gibi yaş 21 de
bembeyaz gelinlikle geldiğim yerden
al fistanımla yana yakıla
ayrılacağım pek yakında
adı eski olan bu şehirden...

her ne kadar bu şehri çok sevsem de
bazen kızıp güceniyorum
diyorum ona yarım ağızla...
adın eski olmaya eski ama
sen her geçen gün yenileniyorsun
güzelleştikçe güzelleşiyorsun
yoksa sen beni mi kıskanıyorsun?
kıskanma hiç boşu boşuna!
hele dön bir bak seni çok sevenine
gör bak ne halde?

dün geldik,iki gün sonra da gideceğiz
Allah izin verirse
bu eşsiz anılar diyarından!

her ne kadar pılıyı pırtıyı
tası tarağı toplasam da
boşaltamıyorum heybemdeki yükleri!

ya aklımdan hiç çıkmayanlar...

can dediğim,canım bildiğim 
ömrümü severek,isteyerek feda ettiğim
sevdiklerimle hoş görü içinde
hoş geçirdiğimiz günlerden,yıllardan
günbegün biriktirdiğimiz
acı tatlı hatıralardan
cevher değerinde
inci inci dökülen 
hazin göz yaşlarından
hoş sedalardan başka
bir varmış bir yokmuş misali
ne kaldı geriye
ne kaldı?

AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 17.EYLÜL.2021 / CUMA
( Sessiz Veda başlıklı yazı Ayışığı tarafından 23.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu