İSLAM VE BİLİM



Bilim İslam’da en önemli konu. İslam’ın ilk emri ‘oku’. Buna rağmen Müslümanların ilimle bağı günümüzde pek öyle sıkı fıkı görünmüyor. Oysa Peygamber Efendimiz (sav) mescidini medreseye çevirmişti. Hele Ashab-ı Suffe denilen yüce kişiler ilimle meşgul olmaktan fakir düşmüşlerdi. 
İlim yolunda fakr-u zarurete düşmüş olan bu topluluk İslam’ın yayılmasını, kökleşmesini, sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlamıştı. Bu medresede ne ilimler öğrenilmiş, ne sağlam tefekkür tesisi edilmişti. Bu kutlu medresede yetişen yüzlerce insan bir ışık olup dünyayı aydınlatmıştır. 
Bu medresenin müderrisi Hz. Peygamber (sav) idi. Ve her anları ilimle dolup taşıyor, ilimle din at başı beraber yürüyordu. Onlar bilmedikleri bir öğretiyi uygulamıyorlar aksine güneş gibi gördükleri, apaydınlık bildikleri, ilmek ilmek ördükleri dini yaşıyor onu hayat haline getiriyorlardı. 
Oysa bu gün Müslüman inandığı dinin gereklerini bilmeden uygulamaya çabalıyor, bilmediği için tam anlamıyla uygulayamıyor. Yarım yamalak öğrenilen din yarım yamalak yaşanıyor ve gelecek nesillere aktarılamıyor. Oysa binlerce tefsiri bulunan Kur’an anlaşılmak için raflarda bekliyor. Dini en iyi anlatan Hadis kitapları unutulmuş, dinin ahkamını öğreten Fıkıh kitapları terkedilmiş. Hele dinin en iyi örneği Peygamber hayatı olan siyer kitapları unutulmuş. Üstüm ahlak sahibi zatların hayatını anlatan menakıp nameler okuyucusunu bekliyor. 
Bu gün İslam adına nesillerin bildiği fazla bir şey yok. Gençlere niçin, neye ve nasıl inanacakları anlatılmıyor. Yıllarca kuru bir din dersi hiçbir yaraya merhem olmamıştı. Şimdi öğretilmek istenen derslerin de inkar fırtınası karşısında pek bir şey ifade edeceği sanılmasın. 
Oysa salt Kuran dersleriyle İslam’ın anlaşılamayacağı aşikardır. Ayrıca inkarcı felsefenin yaptığı tahribatı yok etmek için gerekli Kelam derslerinden yoksun bir dini eğitimin anlamsızlığı ortadadır. 
Bütün bunlarla beraber uygulaması olmayan, ahlaki öğretiyle desteklenmeyen, tasavvuf aşkını kazanmamış bir din içi boş ceviz kabuğunu yemeye çalışmaktan ibaret olacaktır. Dünyevileşmiş bir toplumun sırf ahireti de garantilemek için şekilci din anlayışı gençlere ruh ve mana aşılmaktan uzak kalacaktır. İçi boşaltılmış din anlayışı kalpleri doyurmayıp, dimağları aç bırakınca yeni nesiller için tek yol içki, uyuşturucu ve kumarla tatmin olmak olacaktır. Dinin yerine konmak istenen sanat ve spor yeterli olmayacak, seks ve uyuşturucu yanında kumar devreye girecektir. 
O halde tek çare kalıyor geriye Dini dinin gösterdiği yoldan öğrenmek ve yaşamak. Yunus Emrelerin, Hacı Bayram- ı Velilerin, Hacı Bektaş Velilerin, Şahı Nakşibendilerin, Abdülhalik Gücdüvanilerin, Bayezid i-Bestamilerin, Azizi Mahmut Hüdailerin yolundan gitmekten başka çaremiz yok. Bu yol da bilmek, inanmak ve uygulamaktan başkası değil. Kuru bilgi de yeterli değil bu işe sevgi mayasını da çalmak şart. Yıllar önce derslerine katıldığım Hamdullah Hocanın bilim yoluyla Müslüman olanların sayısı çık az. Tasavvuf yoluyla İslam’a girenleri ise sayısız deyişini hiç unutamadım. 
Yazını başında bilginin öneminden bahsetmiştim şimdi ise sevgiyle bitiriyorum. Burada bir çelişki yok. Bilgi binanın yapı taşları sevgi ise o taşları birleştirecek harçtır. Bunlardan birinin eksikliği binanın yapılmasını imkansız kılacaktır.

Ahmet Kemal

( İslam Ve Bilim başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 17.07.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.