Dünyada
çok şey oluyor, hatta çok şeyler oluyor. Büyük resme bakarsak diyoruz
ki olaylar mevzii değildir. Hemen hatırlayalım; basından öğrendiğimize
göre ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger ‘artık biz Hristiyanlar
aramızda savaşmayacağız. İslam dünyasını savaştıracağız. Zaten AB’nin de
kurulma amacı bu değil mi?
Avrupa 20 yıl ve 100 yıl savaşları
yaptıktan sonra büyük bir plan yapmıştır. Bu plan dünya sömürüsüne
dayanmaktadır. Bu sömürü enternasyonal sömürüdür. Uluslararasıdır. Bu
sömürü uluslararası şirketlerin dünyanın yeraltı ve yer üstü
kaynaklarıdır. Bu sömürü düzeni sanayi devriminden sonra kurulmuştur ve
her şeye rağmen tıkır tıkır işlemektedir.
Sömürü odakları planlarını dünya çapında anlamda planlamıştır. Aynı sömürü kaynakları dünyayı her geçen gün yeniden dizayn etmektedir. Aynı sömürü kaynakları savaşları organize temekte, dünya savaşlarını çıkarmakta, ülkeleri bölmekte, parçalamakta, iç karışıklıklar çıkarmakta, anarşi ve terör odaklarını organize etmekte, onları eylemlere yöneltmektedir. İsyanlar, ihtilaller planlamakta, uygulamaktadır.
Devletleri yıkmakta, yeni devletler kurmakta, ülkeleri bölmekte, ülkeleri birleştirmektedir. Demokrasilere müdahale etmekte, yönetimleri düzenlemekte, seçimleri etkilemektedir. Medyayı kontrol etmekte, onlar vasıtasıyla küresel planlarını uygulamakta. Gizli örgütler kurmakta, bu örgütleri amaçları doğrultusunda kullanmaktadır.
Yeni mezhepler ve tarikatlar kurmakta, bu mezhep ve tarikatları kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadır. Böl, parçala, yönet politikasıyla sömürü düzenlerini sağlamlaştırmaktadır.
Bu sömürüde petrol devleri başrolü oynadı. Ayrıca dünya çapında sermayeyi kontrol ettiler. Bu sermaye ulusları kontrol ettiği gibi olayları da maniple etti. İşte bu çok yönlü sömürü düzeni dünya hakimiyetini sağladı. Dünyanın her tarafında her türlü oyunları planladı. Ordular kurdu, orduları ele geçirdi, olayları kendi palanları çerçevesine maniple etti. Kitleleri kullandı. Ajanlık faaliyetlerine hız verdi. Her türlü örgüte sızdı ve onları kendi amaçları çerçevesinde kullandı.
Kralları devirdi, seçimle iş başına gelen hükümetleri devirdi. Kendi adamlarını işbaşına getirdi, yönetime gelenleri çeşitli yollardan kullandı.
Ahmet Kemal