Bir zamanlar "eşref-i mahlukat" sıfatındı
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Hakk'a
ve hakikate yakınlık muradındı
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Hapishane
gibisin, dünya kalmadı tadın
Silindi
gönüllerden, pelesenk olan adın
Üstünde
mutlu değil ne erkek ne de kadın
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Böyle
değildin insan, bozmuşlar ayarını
Hoyratça
davranırsın, düşünmezsin yarını
Söyle
nerde kaybettin edebini, arını
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Ne
gündüzün gündüzdür ne gecelerin gece
Mazlumları
ezersin, biat edersin güce
İntizarın
korundan tutuşur her bir hece
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Ne
bayramı tanırsın ne bilirsin arife
Ayağın
çekmez seni bir cami-i şerife
Bu
acayip hallerin sığmaz hiçbir tarife
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Ey
dünya üzerinde acı çeker öksüzler!
Zalimlerin
gözünde baş tacıdır köksüzler
Yükün
ağırlığını nerden bilsin yüksüzler?
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Masmavi
bir gök vardır, bakmayı bilenlere
Gül
bahçeleri vardır, kokmayı bilenlere
Nice
nehirler vardır, akmayı bilenlere
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Dünyanın
yüreğinde ince bir sızı vardır
Üstünden
geçenlerde derin bir izi vardır
Görülmeyeni
gören bir gönül gözü vardır
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Büyüğü
tanımazsın, el öpmeyi bilmezsin
Yerinde
ağlamazsın, doğru yerde gülmezsin
Meclisten
uzak durur, çağrılınca gelmezsin
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
Ne
varsa yağmalandı hakikat ikliminde
Aykırı
renkler hakim şahsiyet kiliminde
Kiminde
tevazu var, kibir vardır kiminde
Ne
çok kirlendin dünya, ne çok bozuldun insan!
M. NİHAT MALKOÇ