Geçmiş zaman olur ki,
hayali cihan değer.
-----------------------------
Ne güzel olurdu bizim mahallede Ramazanlar... Sanayi Mahallesi Erzurum'un kenar mahallerinden,  1970 li yıllarda oluşmaya başlamış mahallerinden biri olmasına rağmen komşuluk ve arkadaşlık ilişkileri bakımından güzel bir mahalleydi. Hele Ramazanlar başkaydı.

80 li yıllardı... Gençliğimize adım attığımız o yıllarda mahallemizde Ramazanlar sosyal yaşama ayrı bir renk katardı. İçeri durakta bakkal Nizam'ın dükkanının önü toplanma yerimizdi. Ya da yol ayrımında Köksal abinin bakkal dükkanının önü. Hemen çaprazında Selami abinin fırını ve fırının üstünde Oğuz Kıraathanesi...

İftar yaklaştıkça bir hareketlilik olur, sohbetler, birbirine takılmalar hep kardeşçe olur, kimse kimseye kötü söz söylemezdi.

 iftardan sonra teraviye gidenler gider, gitmeyenler içeriki duraktaki Aboç abinin berber dükkanın karşısındaki kahvede yada yol ayrımında Oğuz Kıraathanesinde bir araya gelinirdi. Teraviden çıkanlar da gelirdi ve kahvehane dolardı. Zevkine oyun oynayanlar, kahvenin bir köşesinde sohbetlere gelen çaylar renk katardı,  ta ki sahura kadar.

Mahallemizin tek ve değişmez davulcusu Arif'ti ve ona eşlik eden de o zamanlar öğrenci olan Faruk. Şimdinin profesörü Metin Özarslan o zamandan söylerdi Faruk abinin halk kültüründe iyi bir yerlere geleceğini.

Arif davula gelişi güzel vurur, Faruk abi flütüyle ona eşlik eder, renkli bir şekilde sahur başlardı.

Evler de hiç uyumazdı. Herkes uyanık olurdu. Annelerimiz iftardan sonra alırlardı demlik demlik çayları,   içer sohbet ederlerdi, sonra da gecenin ilerleyen saatlerinde sahurluk hazırlarlardı.

Evlerden yayılan kokulara kimseler tamah etmezdi çünkü her ev pişirdiğinden mutlaka komşusuna da bir tabak verirdi ve bütün bir Ramazan böyle geçerdi.

Mahallemizde Türk, Kürt, Laz ayrımı bilmezdik.  Hep bir arada yaşardık. Hepimiz kardeştik, ayrılık hiç girmemişti mahallemize. Ayrıca önemli bir anektot:  Büyük abilerimizin yanında sigara içmezdik. Sigaralarımızı saklarken avuç içlerimiz az yanmamıştır ha. Ne de ayak ayak üstüne atardık. Zaten kahveler de nerdeyse ayrılmıştı. Büyük olanlar başka bir yerde, orta yaştakiler ayrı bir yerde, gençler de ayrı kahvelerde otururdu.

Belki lüks bir yaşamımız yoktu ama herkes çok mutluydu. Ne marketler vardı ne de süpermarketler. Mahalle bakkallarımız, mahalle fırınlarımız ve mahalle esnafımız...

Ramazan bir ay boyunca böyle geçerdi. Zaman zaman davetlerle bir araya gelirdik. Hep birlikte oruç açmanın tadını yaşardık. Böyleydi bizim mahallenin Ramazanları.

Selam ve sevgi ile.
Geçmiş  Zaman Olur Ki
( Geçmiş Zaman Olur Ki başlıklı yazı maksakalli tarafından 11/22/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu