Aldanmakla geçmiş her âlemin ömrü...
Kulak dile, gül bülbüle aldanmış.
Seven, bazen bir tatlı söze,
Bazen bir çift ceylan göze,
Gamze gamze gülen yüze aldanmış.
Çok acıymış yem uğruna yem olmak...
Dünya denilen azgın deryada balık
oltaya aldanmış.
Sonunu getirecek diye virgül,
noktaya aldanmış.
Ne yazık ki devamı gelmiş en sitemli
cümlelerin.
Mektup, postaya aldanmış.
Vaziyet belki birilerine ulaşır
diye.
Okunup, anlaşılamadıktan sonra
yazılan duygular nafile.
Gençlik bedene; iyi niyetli insan
yemin edene.
Garip, her yeni doğan güne aldanmış.
Dertli gönüller, şifâyı hep
başkasına veren lokmana aldanmış.
"Ey ahali!" sözünü
duyanlar fermana aldanmış.
Emir büyük yerden diye.
Kul, üç günlük beyhûde zamana
aldanmış.
Ebedî âlemde huzura ermek yerine.
Kral tahtına, güzel bahtına
aldanmış.
...ve sonunda düşmüş bir zalimin
eline.
Yakup, evlatlarına aldanmış.
İş işten geçmiş, Yusuf kuyuya
düştüğü zaman.
Hezarfen Ahmet Çelebi, kanatlarına
aldanmış.
Galata Kulesi'nden semâya açılırken.
Meğer bir yere kadar uçarmış insan.
Mecnun, çölde seraba aldanmış Leyla
diye.
Âşıklar mehtaba aldanmış.
Vefa aramışlar ayın cazibesinde.
Kefil vicdanına,
Cahil yalana,
Gafil, dünya malına aldanmış!
...
Az daha olmalı bazı insanlardan...
Bazı insanlardan daha az!..
_/' İbrahim Halil MANTIOĞLU '\_