Yüzümdeki çizgiler ele veriyor gönül yangınımı
Ertelenmeyen hasretin ölüm korkusu nezaketinde dil parçalayan avaz…
Çürüyen göz kapaklarım radarında buğu tuttu hayalin
Kirpiklerinden islendikçe ruhum, çiçek çiçek açtı kıyamet
Duyulmadı kalbim feryatları
Mahcubiyet gülleri açan siman rüzgârında tel tel dökülüyorum
Meczupluk tarifesinde akrep yelkovan arası kalbinin ritmine tutuluyor nabzım
İçim içine geçmişliğinin akabinde neyzen
Bilmiyorum kim kurtaracak beni yüreğinin şaibesinden...
Örselendim gönülde tunç kuraklığı başlatan yek bir bakışına
Kabuk bağladı hasretten dil
Oysaki susmak üzere hasretlenmemiştim …
Tuhaf aşk ritüelleri sonrası kilitlenecek kalbin kalbime
ve sonrası pişmanlık makamı
Ey sancısını sancım bildiğim
Ahraz bakışlarını ekme bu bahar yüreğime
Elem'e beş kala
Figanın baş gösterdi
Cılgasında boğuldum bir tutam gülüşünün
Gözlerim dona kaldı yokluğun ikliminde
Ey aklıma yıldız düşüren
Değişmedi halen yörüngem
Nevri döndü pusulamın nefesini takip etmekten…
Vurgun düştü vuslat gözleyen her yanıma
Avazım karıldı gecenin burçlarından arşına kapısına…
Gönlümün uğultusunda süzüldü hasretin hisli kuşları
Yüreğimin tuzlu ırmaklarından nemlenince bulutlar bereketi kaçtı yağmurların
Damağımda geçmeyen hasretin zehir ve şifa ilmiği
Yutkundukça sıcak ellerinin düşlerini kırpıldı çiğerlerim
Bilmiyorum kim bitirecek gönlümü kırıntılara bölen bu hüznü, elemi
Hüznünün ve gülüşün arası muallak hisler durağı
Tufan geziyor sızılarımda
Melül bakışlarım uzanıyor göklerin ardına
Kırağı düşen tebessümlerimde sevda hüsranı büyüdükçe kanıyor kalbim
Ey sancısını yüreğimde kışlattığım, ilk yaz..!
Bilmiyorum ne dindirecek azabı gölgede bırakan damar çatlatan ipekten sızılarımı
Hangi el toplayacak kıymık kıymık dağılan umutlarımı
Hangi renk toprak kabullenecek kıyamet çiçeği kalbim serenatını...
29072024
1511
Kirpiklerinin tumağına gül bağladım.