[ kalin ]
Yağmurlara küskünlüğüm yokluğunla aşikâr
Düşen yıldırımları kavanozlara biriktirdiğim, doğrudur
Doğrudur; gülüşlerime katre-i matem ektiğim…
Melal bakışlarımda ekim şiirleri
Gönlüm durağında bir kaç selamlık şifa duruşun
Doğrudur; yokluğunda elzem hayalini arayışım
Beş öğün acınla bakışlarımı yoğurduğum
Doğrudur; hafta sonları ebabillerin kanatlarına tutunup kendimden göçtüğüm
Kifayetsiz cümlelerin nefes aralığında hayalini kurduğum
Rüzgârı bastırıp ismini asumana kardığım, doğrudur...
Doğrudur; saçlarımı ağıtlarla düğüm düğüm ördüğüm
Doğrudur; düşlerken gözlerin yıldızlarını, yükseklerden değil alçaklardan düştüğüm
Hadi gel bekletme; müddet kalmadı hasret dayandı kemiğe...
Saman alevi değil gönlümden taşan gözüm yaşları
Doğrudur; yüreğimin madeni eriyip kızgın yağdan güle döndüğü
Nazeninliği geçmeyen sevdamın en katmerlisinden gözlerin rengine büründüğü
Kekre olmayan tadımın zehirden zıkkımdan beter olduğu
Doğrudur; yüreğim kapılarını yüreğinle kapattığım
Sayfa sayfa ecelin içime tünediği
Lahza lahza bakışlarım lâl kesildiği
Hîfa yanımın yarıldığı
Gönlüm ayetlerini hıfzetmek üzerine sana sırlandığı
Hasretinin gramı zemheri cehenneme eş değer olduğu, doğrudur...
Bitti Eylül, Ekim sevişlerin ne güzel
Zindanlarda sesinle boynumun kırılışı
Kabrimde açan gül oluşun, doğrudur...
Doğrudur; saçlarımın küllerinden tutuştuğu
İsmime firak yazılıp hasret mühürlenişin
Kabile kabile, çöl çöl ardında gezdiğim
Ahu olup avcılara yem olduğum, doğrudur
Korkma, yem etmedim gizimi
Göğüme salıncak kurduğun
Yeşil, beyaz şalını göğsümde unuttuğun, doğrudur…
Sekerât halinde dudaklarımın lisanı
Takılı kaldı son soluğum mübrem nefesine
Doğrudur; ücra köşelerine biriktirdiğim sevdam ağıtlarına ahraz olduğun…
Hüznümde seni uyuttuğum, kendimde unuttuğum, doğrudur
Kalp hanemin bir sana serildiği
Uçsuz bucaksız gönlüm semahında kanatsız uçtuğun
Sevdamın dilden dile tevatürlüğü, doğrudur
Sayha sayha gönlümü gözlerine feda ettiğim
Dildâde ömrüm gönlünden mahrum olduğu
Her vakit saudade yanımın sensiz harlandığı, doğrudur
Hadi bekletme gül yaprağı, yasemin kokusu...!
Yükseltildi tur dağı, gölgen gölgem
Aydınlandı kuyu nurun, nurum
Yarıldı deniz bir yanım sen
Gökten indi sofra
Avuçlarımdan kuşlar uçtu
Doğrudur; bakışların ilişince gözlerime gönlüm putları kırıldığı
Riyasız tutkularla sana tutulduğum
Her dem sensiz buğulanıp
Seninle ısındığım, doğrudur…
Doğrudur; becayiş edilmedi sevdam halen duruğum olduğun
Hasretlik cehennem ise sevdanın cennet olduğu
Doğrudur; dudaklarımın balı olduğun
sol yanımı göz kafeslerine tutsak ettiğim
Yaralarken ruhumu
Yüreğime şifa kattığın, doğrudur
Her mevsim güzelliğini gönlüm ayraçları ile ayırdığın
Geceyi isminle çağırdığım
Gündüz düşler gördüğüm
Kaleme kelamını açtığı vakit
Yüreğimin filiz filiz palazlandığı doğrudur...
Doğrudur; sigara dumanım efkârın olduğu
Kirpiklerinden hüzün gökkuşağı kurulduğu…
Tenimde yanık izlerinin ismi sen olduğu
Kapattıkça gözlerimi yüreğime gülüşlerinin konduğu
Yıldızların yönü kalbin olduğu
Kalbinin kalbime yara olduğu
Celse celse hülya olup gözlerime dolduğun
Doğrudur; hasretinden damarlarımdan kireç tuttuğum
Kapı kapı seni arayıp dağa taşa sorduğum
Kirpiklerimde biriken yosunların solduğu
Evimin yurdumun sen olduğu, doğrudur
Hadi bekletme göz nurum!..
Firar etti edecek gül yaprağı
Terk ediş telaşesinde yasemin kokun
Sensiz ayrıldı ayrılacak tırnak etten
Doğrudur; aynaların ben yerine sen gösterdiği
Gece mavisi gülüşlerin içime eziyet ettiği
Gönlümden gönlüne mektuplar yazdığım
Harf harf, kelime kelime gözyaşı kokumu bıraktığım, doğrudur...
Bacası gözlerimdir yüreğimin,
Dumanı gözyaşı sızım...
Doğrudur; gözlerimden damla damla okunduğun
Sevda yerine tas tas hüzün k'oyduğun
Sensiz içimde her an kıyametler koptuğu
Aklımı gelgit sevmelerinle bozduğum, doğrudur
Hadi gül yaprağı, yasemin kokusu..!
İnşa edildi Taç mahal
Cilt cilt yakıldı Endülüs
Fetih olundu Kudüs
Doğrudur; her devrin acılarında seni yaşadığım
Her dilde seni sevdiğim doğrudur...
Yirmidokuzeylül
İkiekim
19:58 – 08:56
Arşiv
Düzenlenen Şiirler