
Çok kaldım
ayaklarına aşina karada,
Bağlayarak
karaları.
Bıraktım
ufukların ardında,
Kendimle
savaşı;
Ellerim
yorgun,
Sanma ki
ağırlığından kılıçların;
Bırakmak
istemediğimden ellerini,
Sevdanın
gürzlerini taşıyan.
Limandayım
işte;
Vakti geldi ayrılmanın,
Portekiz
semalarındaki kuşlardan;
Ve senden,
Yüreğinin
kafesinden uçamadığım.
Kadınlar hep
böyle uğurlar,
Kızıllığı
keşfe çıkan sevgililerini;
Sen de
söyleyecek misin ‘fado’lar,
Hüzün kokan
dudaklarınla?
Rüzgar
olacak yelkenli gemime,
Terennüm edeceğin
mahzun ezgiler.
Ruhumu
yıllarca ayakta tutacak,
Peksimetler
olacak,
Hıçkırıkları
hiç eden sesin;
Aşklarını
uğurlayan kadınlardan yükselen.
Hatırlamak
zor olmayacak seni,
Uzak
etmeyecek aştığım miller nefesini;
Gündüzlerde
yumup gözlerimi,
Geceye
düşeceğim,
Tutunup
dolunayın yakasına,
Kenarına
vuracağım pencerenin;
Gecelerde
yumup gözlerimi,
Gündüze
düşeceğim;
Karışıp
ışıklarına güneşin,
Bahçene
vuracağım,
Nice
vakitler seni seyredaldığım,
Doyamadığım
kadınım…
Çok
uzaklaşmıştım artık efkârlı kıyılardan,
Düşünürdüm
nice lahzalar dalıp ufka;
Atlantik mi daha
derindi,
Seni benden
ayıran;
Yoksa
gözlerin mi,
Beni sana
bağlayan?
Kadınım…
(Fado:
Kederli Portekiz Halk Şarkısı)