
Mızraklar vardı, sahteliğe fırlatılan,
Ellerinde Don Kişot'un;
Zihnindeki yellerle kaldırıp attığı,
Kılıç kuşanmış yel değirmenlerine,
Rosinante'nin üstünde....
Kılıçları
vardı,
Tıpkısı
takdis edilmiş şövalyelerin,
Kınında
Don Kişot’un;
Kadim
iblislere işleyen.
Hücum
ederdi yalanlar ordusuna,
Rosinante’nin
üstünde…
Sevdası
vardı, taşıması zor,
Don Kişot’un;
Kaçınılmaz
hayaliyle dolaştığı.
Daha ağır,
Tenindeki
zırhtan;
Daha
kapanmaz,
Tenindeki
sıyrıklardan….
Sancho
Panza’sı vardı
Don
Kişot’un;
Aşılmaz
kalelere değer.
Yıkan;
Dehşetin
ordularını,
Savaşın bulutlarını…
Uyanılmaz
düşleri vardı,
Don
Kişot’un;
Kollarında
uyuyarak gördüğü,
Dulcinea del
Toboso’nun…
(Rosinante:
Don Kişot’un atı)
(Dulcinea
del Toboso: Don Kişot’un sevdiği kadın)