Ateşten Yelek Gıpta Senfonisi

Yıkalım bu düzeni.

                   Ama...

             Büyü bozulmasın.


Bağ bozumuna kalmış bir salkım üzümüz; yan yana 

Bizi bu kader bir araya getirdi,

 sebebi sorulmasın.


---Susmak çok güzeldir

sessizliği dinlerken... ---


Beraber yalnızlıklarımızda, 

dünün köhne bir boşluğunun

dibinde, en acı zaten bizimdi.


Unutulan umut ne sen,

 ne de benim; 

umutlu sevdalara yelken açma isteğiyiz

Ama senden ve benden uzak.


Unutulmuşuz umudun altında

ama hâlâ sanki;

 ben ve sen gibiyiz yine...


Kaotik denilen düzenin 

İmkânsız kaotlarıyız — sen ve ben.


Yani aslında herkesi kandırabiliriz. 


Ama kanamayız birbirimize.

Gerçek bizim...

Gözümüzde sadece.


Çöllere yağacak karlar gibi eritemsiz bu zamana; 

ya da kiraz çiçekleri kadar yan yanayız, sırt sırta

     ama sadece farklı baharlara açabiliriz.


Görüyorsun, uzak memleket sevdasındayız.

Yazılmış bir dil nevi, gıpta senfonisiyiz seninle.

Bir meltem eser, 

gün karanlık, 

güneş gölgende depreşir bana.


Senin ve benim de cebimizde

sakladığımız bir minik ateşböceğidir. 

Sen kibritçi o küçük kız, 

Ben Huckleberry Finn,

sadece. 


Tutulduk sevdaya; 

Sen beyazdan ölüme, ateş;

Ben de siyahtan öte, 

yamalı bir yelek

giymeye çalıştık.


---Her hatırlanış, unutulmuşluk kandırmacası kendimize---


---İyi her şeyse, 

kötü nasıl olur? 

Ya da

Her şey kötüyse,

iyi kim ki?---


Kuşatılıyoruz yozlaşarak.


Çiçekler kokuyor burada; 

kuşlar telaşlı. 

Kar yağıyor Ankara’nın en dip köşelerine

      saklanmak ne mümkün. 


Bir şarkı söylüyor gece, 

bir siren çalıyor acının dibine 

       bizi kurtaran yok. 

"Şükür, o ben değilim," desen de, belki de biziz aranan,

sensizliğin cezasında,

 sadece.


Pencerem kırılıyor ansızın 

      bir değil bin kesik; un ufak

dağılıyor yine parçaların.

Toplayamıyorum seni.


Penceremde cam yok ki,

 hepsi parmaklık... 

Seni düşünürken özgür bir kuş havalanıyor. 

Bu gönül penceresi kayboluyor bizle; 

zaman boğuluyor aşk ile,

sessiz gizle. 

Zuhur eder acılar gönlümüzde derin;

dil susar, 

gönül yiter... 


Yara izlerin olsun; 

kesik değil, 

kesikler bu yürekte. 


Ellerimizse nasırdan çatlar sadece... 


Çünkü sevgiye emekçiyiz biz.


Sen kibritçi o küçük kız, 

Ben Huckleberry Finn.


Kayboluyoruz bu pencerede




Tcpassenger_iErdoğan

11.10.2025 (Akbük)


( Ateşten Yelek Gıpta Senfonisi başlıklı yazı Tcpassenger tarafından 18.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu