M. NİHAT MALKOÇ
Karadeniz temalı diziler bölgesel
kültürü ve bölgenin şahsına münhasır özelliklerini ülke genelinde tanıtmak için
iyi bir fırsattır. Bu diziler doğru bir temele dayandırılıp doğru bir ekiple
yapılırsa ülkeye ve bölgeye çok kazancı olur. Diziler sayesinde turizm
canlanır.
Bilindiği üzere hemen her yıl birkaç
tane Karadeniz dizisi kanallarda boy gösterir. Bu sene de öyle oldu. Bu dizilerden
en dikkat çekeni ise "Taşacak Bu Deniz" adını taşıyor. TRT-1
kanalında başlayan ve ilk bölümünden beri çokça izlenen "Taşacak Bu Deniz"
dizisi Karadeniz’in hırçın doğasında iki düşman ailenin bitmeyen mücadelesini
ekrana taşıyor. Adil ile Esme’nin geçmişten gelen husumetini, aileler arası
çatışmaları ve beklenmedik olaylarla artan gerilimi ekranlara getiriyor.
Hikâyede, bu çatışmaların ve düşmanlıkların ortasında kalan karakterlerin
yaşadığı duygusal ikilemler, aşk ve nefretin sınandığı anlar öne çıkıyor.
Adil ve Esme'nin nefretle
harmanlanmış tutkulu aşk mücadelesini işleyen "Taşacak Bu Deniz",
dağların sertliği ve denizin fırtınalı atmosferi arasında, aşk, nefret ve
hayatta kalma temalarının iç içe geçtiği sürükleyici bir hikâye sunuyor. Ulaş
Tuna Astepe ve Deniz Baysal’ın başrollerini paylaştığı, yönetmenliğini Çağrı
Bayrak’ın yaptığı ve senaryosunu Ayşe Ferda Eryılmaz ile Nehir Erdem’in kaleme
aldığı "Taşacak Bu Deniz", izleyiciyi güçlü bir duygusal yolculuğa
çıkarıyor." Diziyle ilgili tanıtımda bu ifadelere yer veriliyor.
"Bin yıllık bir lanetin
gölgesinde, Koçari ve Furtuna aileleri arasındaki bitmek bilmez savaş, kan
davaları, ihanetler ve intikamlarla sürer. Adil Koçari’nin Furtuna’ya
yönelttiği öfke, yıllar sonra yeniden alevlenirken, köye köklerini aramak için
gelen Yunan doktor Eleni kendini bu kavganın tam ortasında bulur. Karadeniz’in
dağları, denizi ve türkülerinin eşlik ettiği bu destansı mücadelede, herkesin
kaderi bir kez daha yazılacaktır."
Yönetmenliğini Çağrı Bayrak'ın yaptığı
"Taşacak Bu Deniz" dizisi; "Kral Kaybederse", "Yalı
Çapkını" gibi dizilere de imza atan OGM Pictures yapımcılığında hazırlanıyor. Söz konusu dizisinin oyuncu kadrosu, Türk televizyonlarının
yıldız isimlerinden oluşuyor. Dizide çoğu tecrübeli şu oyuncular
yer alıyor: "Deniz
Baysal, Ulaş Tuna Astepe, Burak Yörük, Aytek Şayan, Ava Yaman,Yeşim Ceren
Bozoğlu, Zeynep Atılgan, Batuhan Bayar, Onur Dilber, Hakan Salınmış, Erdem
Şanlı, Burcu Cavrar, Ulviye Karaca, Seda Soysal, Hande Nur Tekin, Emir Çubukçu,
Adil Şahin, Nasmina Çoklaş, Ali Öner"
"Taşacak Bu Deniz" dizisinde "Adil
Koçari" olarak karşımıza çıkan Ulaş Tuna Astepe'nin oyunculuğu gayet iyi.
Zira çok başarılı bir oyunculuk performansı gösteriyor. Ulaş Tuna Astepe'yi
daha önce "Sen Anlat Karadeniz" gibi yapımlarda Karadenizli
karakterleri başarıyla canlandırmış bir oyuncu olarak hatırlıyoruz. Belli ki
oralarda tecrübe kazanmış. "Teşkilât, Söz, Kalpazan" dizilerinde güçlü
kadın rollerinde tanıdığımız Deniz Baysal ise yine rolünün hakkını fazlasıyla
veriyor. Dizide Yunan kökenli Eleni Miryano'yu canlandıran 2006 doğumlu Ava
Yaman'ın oyunculuğuna da değinmek gerekiyor. O da rolünün hakkını vermiş. "Oruç
Furtuna" rolündeki Burak Yörük ise Karadenizli kimliğini başarıyla
yansıtmış. "Gezep" adıyla dizide yer alan Araklılı Onur Dilber,
Seksenler'deki kadar ön planda değil.
"Taşacak Bu Deniz"
dizisini üç bölümdür dikkatle ve ilgiyle, biraz da hayretle izliyorum. 55
senedir bu bölgede yaşayan bir insanım ama ben Koçari ve Furtuna köylerinin
halkları arasındaki gibi iki köy arasında böyle bir kavgayı ne gördüm ne de
duydum. Hani biz bu tarz kavgaların Doğu illerindeki bazı aşiretler arasında
olduğunu duyardık. Fakat Karadeniz'de, özellikle de Trabzon'da bu tarz öfke ve
nefretin ayyuka çıktığı bir kavga olmamıştır. Bu dizideki abartılı görüntüler
Trabzon insanını Türkiye'ye yanlış tanıtıyor. Trabzonlular olarak belki biraz
öfkeli insanlarız ama bizim buralarda köyler ve köylüler arasında mafya tarzı kavgalar
ve eylemler olmaz. Trabzon'da töre cinayetleri olmaz. Kan davaları olmaz. Çünkü
bizde Doğu ve Güneydoğu illerinde görülen aşiret sistemi yoktur.
Dizide öyle bir yansıtılıyor ki sanki
dizideki "Koçari" ve "Furtuna" köylerine devletin polisi ve
bekçisi gir(e)memiş bugüne kadar. Sanki girilemeyen bir bölge burası. Herkeste
bir silah. Canı sıkılan silâhına sarılıyor. Mübarek köy değil, sanki savaş
meydanı. Hem bu Koçari ve Furtuna isimleri de çok yapmacık duruyor.
"Koçari" ifadesini biz daha çok Hülya Polat'ın "Koçari"
türküsünden hatırlıyoruz. Dizinin senaristleri hiç zahmet etmemiş,
yaratıcılıklarını kullanmayı akıl etmemiş, köyün adını bu türküden almışlar. Oysa
"Koçarı (Koçeri)" Kars yöresinde oynanan bir oyuna verilen addır.
Trabzon'la da bir ilgisi yoktur. Trabzon ve çevresinde bu isimde bir köye
bugüne kadar şahsen rastlamış değilim.
Her iki köyün girişindeki köy isimlerinin
yer aldığı tabelalara "Koçarililer Giremez", Furtunalilar
Giremez" ifadelerinin yazılması kanunen de yasaktır. Türkiye
Cumhuriyeti'nde herkes her şehre, her köye girebilir. Seyahat özgürlüğü kanunla
teminat altına alınmıştır. Emniyet ve jandarma güçleri dizide bu ifadelerin kullanılmasına izin
vermemeliydi.
Trabzon insanı serttir belki ama
ondan daha da çok merttir. "Arka Sokaklar" dizisinde göremediğimiz
öfke nöbetlerini bu dizide görüyoruz. Dizinin başta başrol kahramanları olmak
üzere, hemen herkes birbirlerine silah çekiyor. Her fırsatta birbirinin köyünü
basıyorlar.
Dizinin başrol oyuncusunun adı "Esme"
ama bildiğim kadarıyla Trabzon'da Esme diye bir kadın ismi yok. Hatta bir başka
başrol oyucusu olan Ulaş Tuna
Astepe'nin dizideki ismi Adil. Adil, Trabzon'a has bir isim değil. Hatta Türkiye
genelinde de bu isme pek rastlanmıyor. Yine doktor rolündeki bir başka
oyuncunun dizideki adı Oruç, Trabzon'da belki bir kişinin bile adı Oruç değil. Bunları
da dizinin Trabzonlu senaristi Nehir Erdem'e sormak lâzım.
"Taşacak Bu Deniz"
dizisinde başta Sürmene ve Araklı olmak üzere, Trabzon'un birçok ilçesi ve köyü
doğal mekân olarak kullanılıyor. Çekimlerin bir kısmı Araklı Limanı'nda, diğer
kısmı ise Araklı Taşgeçit Köyü'nde yapılmış. Dizinin birçok sahnesinde başta
Araklı Konakönü Mahallesi olmak üzere, tarihî konaklar ve kıyı şeritleri
kullanılıyor. Yine çekimlerin büyük kısmı Sürmene'nin hemen yanı başında
yer alan Balıklı Mahallesi'nde (eski adıyla Civra'da) yoğunlaşıyor. Burası
başta "Sen Anlat Karadeniz" olmak üzere, daha önceki Karadeniz
dizilerinde de sıkça kullanılmıştı. Öte yandan dizide Arsin, Maçka, Of, Düzköy
gibi ilçelerden de görüntüler ve mekânlar zaman zaman dikkatimizi çekiyor.
"Taşacak Bu Deniz"
dizisindeki sahnelerde cinsellikle ilgili görüntülere yer verilmemesi takdir
edilecek bir yöndür. Yani ailecek izlenebilecek bir dizi diyebiliriz. Keşke
dizide bu kadar silâh kullanma ve kavga sahnesi olmasaydı, şüphesiz daha iyi
olurdu.
Malum olduğu üzere "Taşacak Bu
Deniz" dizisi Trabzon ve ilçelerinde çekiliyor. Doğal olarak Karadeniz
şivesi (aslında ağzı demek lâzım) kullanılıyor. Fakat dizi oyuncuları bu konuda
çok da başarılı değil. "Haçan, ula, daa" gibi yaygın kelime
tekrarlarıyla işi kotarmaya çalışıyorlar ama bu da belli bir noktadan sonra
seyirciyi rahatsız ediyor. Demem o ki "Taşacak Bu Deniz" dizisinde
bariz ağız hataları (söyleyişleri) dikkat çekiyor.
Belli ki "Taşacak Bu
Deniz" dizisindeki oyuncular Karadenizli değiller. Aslında Karadenizli olmaları
da gerekmiyor zaten. Fakat keşke Trabzon ağzını (şive değil) öğrenselerdi. Bu
konuda iyi bir eğitim alsalardı. Belli ki almamışlar. Almışlarsa da yanlış
kişilerden almışlar. Söyleyiş yanlışlıkları oyuncuların başarılarına da gölge
düşürüyor.
Ülkemizde yerli diziler ciddi bir hazırlık dönemi
olmadan çekiliyor maalesef. Ama bölge temalı dizilerde işin içine ağız özellikleri
girince meselenin ciddiyeti daha bir belirgin oluyor. Zira bu gibi bölgesel
dizileri genelde doğal manzara ve ağız için seyrediyor insanlar. O da
istedikleri düzeyde olmayınca veya yanlış olunca dizinin sürdürülebilirliği
kalmıyor.
Türk
televizyonlarının yeni gözdesi olan ve her yayınlandığı hafta izlenme rekorları
kıran "Taşacak Bu Deniz" dizisi, Karadeniz'in eşsiz doğasında
çekiliyor. Yani dekor alabildiğine doğal ve güzel. Dizi için özel ve suni bir
köy dekoru oluşturulmuş değil. Bu doğallık ve güzellik içerisinde birçok
hatalar görmezden geliniyor. Çoğu insan da bu doğal ortamın cazibesine
kapılarak diziyi izliyor. Başta Trabzon olmak üzere, Karadenizli kimi
gurbetçiler memleketlerine duydukları özlemi bu diziyi izleyerek gidermeye
çalışıyorlar.