
Yalnızlık sarıyor, sarmalı,
Dikey gecelerin ayak ucunu;
sızlanışlarında...
Boylu boyunca hırpalanmış,
mutsuzluk olsa da
Unutmam ben onu
Sen de kendini arafta sorgulama
Aynaları bana küstürmem
Sırrına müşkül tavırla
Elimin yansıması
Yatay umutlarının içinde.
Ateşin düşer
Zifiri karanlık kör kubbe dibine.
Masamın köz ayaklarında,
alacakaranlık kendime
bin dokunurum.
İçin neye çekilirse
Oraya çeker beni
Dumansız havası, sigaramın.
Bir tiyatro kostümü ile
Anlatmak isterken sana,
O her yerimizi sarmalayan
Loş boşluğu.
Bir ruletlik şans,
Kör gecenin sökük yanıdır
Figüran yüklü sergen danteli.
Yazı ve tura kadar hileli
Saklı kelimelerle
Nasibin o üçlü taksimi
Dik gelirse
Hayallerin, hayallerime sızar
Dikilir söküklerimiz
Ahşap oymasında çıplak zamanın
Masa baş uçlu iki sandalye
Begonvil yatağı
Minderleri tozlu bir yorgunluk
Üç konuk;
Biri ben,
Biri sen,
Birisi boşluk
Bende sana kalmayan
Seni de sana bırakmayan
Gecenin içine çekilme
İyi ya da kötü
Ortada kalsın
Ruhun o sert keskin tarafı
Akıl ve mantık
denen serseri gülle
Zor ve kolay olansa
iki ucu daha keskin nasibimiz.
Çıkar aklından imkansızın narasını
En güzel,
Begonvil kopçası dediğin
Bilmediğin madenden
Zirkonyum
bil ki benim sevdiğim, istediğim.
Sevmediğim yerden alt edebilir misin beni?
Bu deli yaşam,
Yine o aynı tuşa basan,
Kaçık bir ilmek sancısı.
Taş bir masa,
Zincirli bardak,
Kafeste altın,
Üstünde aklım;
Söküklerine mühürse adım
Senin değer verdiğin
Zaten bu sarmalanmışlığa
ben de razıyım.
Tcpassenger_ierdoğan
21.12.2025 / Ankara
Herkesindeğerverdiğişeybanayabancı;
banaaitolangönüldebanadeğerliolan
sadecesedagülüilegülendeğerindir.
Zirkonolmakdünyadadeğilevrendeanlamtaşır.
Beniokurkenokusonraokumadanvazgeçhayat
Yazarın
Önceki Yazısı