Çağımızın en yaygın ruh hastalığı, Depresyon ve içe kapanıklıktır. Çeşitli ülkelerdeki mekanik hayat, toplumsal ve kültürel krizler, bu hastalığın yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. İçe kapanıklık, ruhi üşütme, olarak nitelendiriliyor. Nitekim Amerika'da 2006 yılı verilerine göre, depresyon en yaygın hastalıktır ve 60 milyon reçete, bu hastalığın tedavisi için yazılmış bulunuyor...

Son 50 yılda yapılan tesbitlere göre, beyindeki "Seretonin" adlı maddenin eksik olmasından dolayı içe kapanıklık durumu ortaya çıkıyor. Psikologlara göre, aşk, sevgi, muhabbet eksikliği, insanlararası yakın dostluk ve dayanışmanın olmaması sonucu ruhi depresyon meydana gelir. İçe kapanıklığın göstergesi, sosyal hayattan uzaklaşma, sorunları büyütme, az uyuma, ve uykusuzluk veya aşırı derecede uyumak, beslenmede dengesizlik, günahkarlık duygusu, kofluk hissetme, sürekli ölümü düşünme, intihar etme eğilimleridir.

Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, içe kapanıklık hastalığının oranı kadınlarda, erkeklere oranla iki kattır. Nitekim psikologlar Dr. Pervin Şekur şöyle diyor: En yaygın hastalık olan depresyon oranı kadınlarda yüzde 25, erkeklerde ise yüzde 12'dir. İçe kapanıklık, kalp krizinden sonra kadınlarda en fazla ölüme sebep olan hastalıktır.
Depresyon'un farklı nedenleri vardır. Çevre hayatı, genetik nedenler, kalıtımsal faktörler, kişilik yapısı, sosyal şartlar bu hastalığa yol açabilir. Hayat tarzı, kadınlarda normal sorunlar, gebelik, doğum ve menepoz da depresyona yol açabilir. Fakat aile efradı ve özellikle eşler, bu hastalığın hafifletilmesi ve teskin edilmesinde önemli rol oynayabilir. Nitekim İranlı sosyolog Dr. Emanullah Gerai Mugeddam, hamilelik ve şefkatli tutumu hamile kadının endişe ve ızdıraplarını yatıştırabilir.

Günümüzde kadınların ekonomik ve sosyal faaliyetleri, yönetimlerin kadın haklarını önemsememeleri ve aile ocağının sarsılması sonucu kadınlar savunmasız bırakılmaktadırlar. Psikolog Dr. Kasım Gazi bu konuda şunları kaydediyor: Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalara göre, kadınlar daha fazla içe kapanmaya yatkındırlar. Fakat depresyon, meslek, sosyal ilişkiler, mesuliyetleri üstlenme, psikolojik ve toplumsal destek mali endişeler ve yoksulluk ile de bağlantılıdır. Çünkü kadınlar son derece hassas, duygusal kırılgan yapıya sahip olup, inceliklere dikkat ederler. Bu nedenle olumsuzluklar ve heyecanlarla karşılaştıklarında içe kapanabilirler.
Kadınları içe kapanıklığa sevkeden başka etkenler ise, stres ve aile dışından gelen baskılardır. Günümüzde kadınlık ve eş olma mesuliyetiyle annelik mesuliyeti arasındaki uyumsuzluk bir taraftan kadınların çalışıp, gelir elde etme zorunluluğu diğer taraftan, kadınların büyük ruhi baskılarla karşılaşmalarına sebep oluyor.

Dr. Gerai Mugaddem şöyle diyor: Duygusal ve sevgi dolu bir yapıya sahip olan kadın, erkeklerle omuz omuza çalışıp, kazanç elde etme zorunluluğundan dolayı, daha fazla ruhi depresyona yakalanmaya müsaittir.
Kadın hastalıkları uzmanı Amerikalı Jessica Aderson şöyle diyor: Kadınların hem iş yerinde çalışması, hem de ev işlerini yapması, onları yıpratıyor ve strese kapılmalarına sebep oluyor. Nitekim Amerikalı annelerin yüzde 60'ı iş yerinde çalıştıkları için büyük bir ruhi baskı ve strese kapılıyorlar. Bunlarsa en tehlikeli ruhi hastalıklardır. Birçok kadın, gün boyu idarede çalışıyor, sonra kreşe koşup çocuğunu alıyor ve akşam yemeği hazırlığı yapıyor.Bunun yanında Çocukların dersleri, sağlığı ve temizlik işleriyle uğraşmak zorunda kalıyor. Ev dışında çalışmayla, ev işleri arasındaki çatışma sonucu, kadın her iki çalışma alanında da başarısız olduğu hissine kapılıp, üzülüyor ve bu üzüntü sonucu da depresyona giriyor.

İnsanların ve özellikle kadınların depresyona yakalanmalarının bir başka nedeni de savaş ve şiddet eylemleridir. Kadın ve aile işleri uzmanı bayan Şirin Parsa şunları kaydediyor: Günümüzdeki Filistinli, Lübnanlı, Iraklı ve Afganistanlı kadın ve çocuklar hergün öldürülüyor ve avare hayatına mahkum ediliyorlar. Filistinli kadınların evsiz ve barksız bırakılması, sadece onları değil, dünya kadınlarını duygulandırıp, üzüyor. Beşeri topluma dayatılan savaşlarda, kadınlarda içe kapanıklığa sebep oluyor.

Amerikalı kadınlar da yöneticilerin işledikleri cinayetlerden dolayı büyük bir çile çekiyor ve ızdırap duyuyor. Irak savaşından sonra Amerika'ya geri dönen askerlerin aile hayatı çekişmelere sahne oluyor ve çoğu eşlerinden boşanıyorlar. Amerikalı asker Lui Danton şöyle diyor: Irak'tan geri dönen askerler, eşleri ve evlatlarıyla sorun yaşıyorlar. Çünkü savaş, onları yoğun ruhi baskı altında tutmuştur. Psikologlara göre, boşanma, eşlere yüzde 75 oranında büyük ruhsal darbe indirir.

Medya grupları tarafından aşılanan şiddet sahneleri de depresyona sebep oluyor. Pencilvanya tıp merkezi psikologlarından Dr. Paul Kottel şöyle diyor: Çocukların devamlı televizyon seyretmeleriyle strese kapılma oranı arasında doğrudan bağlantı vardır. Bu çocuklar 24 yaşına vardıklarında depresyona yakalanıyorlar. Dr. Kottel ayrıca şunları belirtiyor: Çocuklar binlerce saat televizyon karşısında oturup, aptalca şiddet sahnelerini seyrediyor, ailevi ve toplumsal ilişkilerden uzaklaşıyorlar.

Eğer kadınların sosyo-ekonomik kültürel ve hukuki açıdan hak ve özgürlükleri garanti edilirse kadınlar, eş ve annelik rolünü ve toplumsal faaliyetlerini gerçekleştirmede daha etkin ve başarılı olurlar. Bu yüzden erkek , bir bahçivan gibi kadın ve eşini bir çiçek misali her türlü afet ve kötülükten korumalıdır. Böyle bir durumda kadınlarda ruhsal depresyon oranı düşer ve kadınların yetenek ve kabiliyetleri yapıcı bir şekilde gelişir ve insanlığın hizmetine sunulmuş olur.

KADINI BASTIRILMIŞ (HASTA) BİR TOPLUMDA ŞAHSİYET İNŞASINDAN SÖZ EDEBİLİRMİYİZ

SİZCE.....






( Belki Ve Keşke Arasında Bunalan ( Kadın ) başlıklı yazı arzu-sule-cu tarafından 2.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu