Bu sonuçları doğru okumak ve analiz etmek gerekiyor. Halkın bu tercihini ve teveccühünü makarna, kömür, yağ ve şeker argümanlarıyla açıklamak hem halka hem de kazananlara hatta -varsa- kaybedenlere büyük bir saygısızlık ve aymazlık olarak görüyorum.
Sınavda başarılı olan öğrencinin, “Ben, pekiyi aldım” derken, başarısızlığını “Öğretmen bana zayıf verdi” mantığıyla açıklaması ne kadar doğru ve inandırıcıysa “bu halk cahil, kandırılıyor, din üzerinden, para üzerinden, cemaatlar üzerinden siyaset yapılıyor.” Bahanesi de o kadar temelsiz ve inandırıcılıktan uzak duruyor. Belki bazı maddeleri doğru olabilir, asıl sorun sen bunlarda niye doğru bir yol ve yöntemle başarılı olamıyorsun ya da rakibin bu taktik ve stratejilerine karşı yeni ve sonuç alıcı hamleler üretemiyorsun?
Eğer makarna fabrikası sahibiyle o makarnayı hediye olarak alan yoksul aynı partiye -AKP’ye - oy veriyorsa siyaset yöneticileri, akademisyenler, toplum mühendisleri, bu konu üzerinde ciddi cidi düşünmeli ve kafa yormalıdırlar. Türkiye’de artık fabrikatör ile yoksul iki yerde birlikte, yan yana oluyorlar. Bir bayram namazları safında, bir de AKP’de....
Türkiye’deki toplumsal değişim ve dönüşüm süreci, eksen kırılması veya kayması 90’ların sonundaki 2000’li yılların başındaki özelleştirme furyasıyla başladı Özelleştirmeyle sendikacılık, KPSS ile de memurluk rafa kaldırılınca, çalışanların örgütlenememesi, bizi sosyal ve ekonomik, politik açıdan bugünlere getirdi.
Tüm bunların yanında ABD destekli, çok iyi organize olmuş Gülen hareketi, AKP’nin başarısında Fenerbahçe’nin şampiyonluğunda Alex kadaretkili ve hareketli olmuşlardır. Bu iddialarım, giriş paragrafımdaki görüşlerime ters gibi görünebilir, oysa hiç de öyle değil. Madem, bunları görüyor ve biliyorsanız niye bunlara önlemler ve taktikler geliştiremiyorsunuz? Benim sorum bu…
Allah var, Recep Tayyip Bey’in karizması da yabana atılır değil. Araba markasıyla örneklersem Recep Tayip, Mercedes; Kemal Kılıçdaroğlu, Renault; Devlet Bahçeli, Serçe… Galeriye gitseniz, paranız yetse hangisini tercih ederdiniz?
AKP’nin başarısında en büyük etmenlerden biri de MHP’nin güçlü olduğu yerlerde, güç ve mevzii kaybetmesi meselesidir. Özellikle İç Anadolu ve Erzurum, Elazığ, Gaziantep, Kahramanmaraş vb. yerlerde eskiden bugünkü BDP’ye en yakın parti veya söylem sol ve CHP’ydi. Özellikle halklara özgürlük, ana dilde eğitim gibi, bugünse Kürt açılımı projesiyle AKP… Buna rağmen AKP, MHP’den oy alabiliyor veya çalabiliyorsa MHP yönetimi, meseleyi acilen ameliyat da dahil masaya yatırmak zorundadır.
Sosyal politikalar üretmeyi misyon edinmiş CHP sanayii kentlerinde, işçinin bol olduğu yerlerde nal topluyorsa bazıları da pılısını pırtısını toplamalı ve yerlerini daha iyi yapacaklara bırakmalıdırlar.
Geçmiş seçim başarılarını AKP’nin, ordunun öyle veya böyle ,çıkışlarına, yüksek yargının alçak kararlarına bağlayanların, bugün karaları bağlamaktan başka yapacakları kalmadı artık.
Bu yazıyı yazan kişinin, dünkü seçimde oyunu AKP’ye vermediğini bilirseniz, umarım bu yazıyı daha da zevkle ve ilgiyle okursunuz.
Selam ve sevgilerimle…