dedik ya bizim işimiz "feleğe galmış"
ya ya(ğ)mır ya(ğ)ar toprak yığallanır
tohumu saçarız
ya da feleğe gözümüzü dike-kalırız
deyelim felek bi gıyak geşdi
duur!
daha iş orada bitmeyo ki
deyelim
toprak ta mümbit[1]
olcaandan değil de söz temsili
ortakçı da değilsin
deyelim ki
yardımın, ehliyalın[2] da iyi,
canla başla çalışıldı,
deyelim ki öküzlerin de guvatlı
üsdelik,
ne tekerin daşdan sekdi
ne kağnın aşdı
ne de düğenin kaşdı
olcağından deği de
deyelim ki
gündoğu da bi ğözel esdi
savurdun bi ğözel
gözerden geçirdin çeci[3]
eve attın
serpinleri bi ğözel doldurdun
kıpkırmızı buğdayınan
eşşeğe yükledin ze(h)reyi,
getirdin bazar gamyonuna yükledin
gazasız belasız vardın bazara
iki ay önce deyelim
arpanın şiniği sekize,
buydayın ona
hinci enivimiş
arpa dörde,
buyday beşe
alan yoğusa satanın anasını eşşek depsin
“noldum öldüm fiyeti”
şer'linin aya(ğı)na kapanırız
"ille benim iki çuvalı alıvı deye
o da gasıtmış
a(ğ)zı yere eğilmeyo
yerden alıyo havada yeyo
atıyo, dutuyo, savırıyo
“-buydayında gözelimiş emme
valla goycek yer yok
dörde gabil edesen
parayın acıcığı bekleyvecen
çuvalını gelcek hafta alcen
götür de eve goyve”
bazar harcını görmek bi yana
dengi geri götürüp;
onca meşekgati[4] yengatdan çekmektenise
"-get nalet ossun" der,
sırtlarsın çuvalı, buğday bazarından
Gararamazannarın gonağa eletiver
bi yandan elde avışda yok,
hacı yolu gözler gibi yolunu gözleyenner cabası
borç ödenecek
bi yandan
iki arşın basma,
üç arşın alaca[5]
bi şişe gayza(ğı)a,
beş numero ilamba pacası
çoluk-çocuğun
pappası-takkası
dedikleyin
üsdümüzde, başımızda galmamış,
gonu gonşunun ısmarıcı
senin bazarlı tingozalığı ele almış
işin gurdu
köylünün malihüllesini[6] bilip duru
evde de goycek yer yoğumuş emme
parenin accığını bekleyvecesen
dörde verceğsen
çuvalı gelcek hafta alceğsen
eve gadar da goyveceğsen
sırtla da evine goyve
……
gelde söğme feleğe
bi arkadaş boynuna asmış soruyoz
"-valla ilamba pacası olmuş şu fiyet" deyo
hani len geçen hafta hu gadarımış deecek olsak
haa! hu! hu,
hu da! hu fiyet olmuş deye
bahalananları sıralayvırıyo
taha dorusu ne ne gadar fiyetlenmiş,
fiyetlenmeyen yoğuku[7]
işin aslı
ilazım olup da bahalanmayan yok
herşey ataş bahası
herkeş köylü duşmanı
bi yandan felek çelme dakıp batı(r)
öte yandan bazarlı
"-dinine yandımın bi bazardan bi bazara
bu gader fiyet artar mı desen,
yohut ta
bi bazarlık etmeye file gaksan gazara var ya!
gari ikki sahat; filanca falanı,
filen yerden hu fiyete almış deye
geçiviriyollar öteki tafsilatlara
ne üş guruş nerde tenziline
soluğu alıvırıyoz o bakkalda
orda da başgaları bahalı
“işini bilecen boba”
“-o şerli nası da akıllı
kime ne ilazım onu üş guruş aşşa veri(r) emme
öte tarafdan atar gazzığını
olmadımıydı
tereziden gaçırı”
“-nası yani”
“-len olum bizim gramı okkayı bildiğimiz mi var
kim bili adam ne gadar dartar
adam peygamber dölü değil ki
Celepdaşlıların Hoca’dan saman aldıkları ğibi
bas bobam bas
Çolak Mercenin arpa buğday aldığı gibi
şiniği dibini yere vur
Macar Apdıllasının düğüm hesabı gibi
Güya gafadan hesap edecek ya!
“-de sen ona ………”
bakkal da iki okka deyo
bildiğin gördüğün mü var dirhemi
biri barnağıynan basdırırımış
terezini dilini,
metrosu gısaymış birinin
biri dirhemin dibini oyarımış
kamyoncuların kefesi ağır olurumuş”
“-şeerlinin hilesine akıl mı erer”
“-eyi de ağa,
bunnar öte dünyada nası hesap verecekler”
“-a(ğ)layanın malı gülene hayır eder mi”
“-etmez mi?”
“-..”
“-sanki ağlayanın malının
ağlayana hayrı var da
ağlayınca evindekinin bereketi artıyo mübareğin
..
bir çalana baak, bir çaldırana
..
gülene hayır etmezimiş
gülenin senin hayıra muhtaçlığı galdı da
..
beni(m)ki benden getdikten sonra”
[1] mümbit: bitek, verimli
[2] ehliyal / evlad-ü ayal: eş ve çocuklar kastedilmektedir
[3] çeç: harmandan sonra ortaya çıkan zahire
[4] meşakkat: müşkülat, zor, eza, cefa,
[5] alaca : kaput bezi, beyaz-gri (amerikan) pamuklu dokuma bez
[6] mali hülle / mali hülya: karasevda, ancak burada kastedilen mali hülle: parasal sıkıntı
[7] yohu ku / yo ku : yok ki