Kalb-i serenâd


Oda içinde oda, oda içinde sancı,
Dört duvarda çıldıran, vefanın ayak sesi.
Hangi kuyuya atsam, almıyor bu utancı,
Mütebessim çehreden, miras kalan mahbesi

Çatlayan duvarlarda, inleyen ney sesi var,
Bu sesler ah bu sesler, alırda beni benden.
Yalnızlığıma ağlar, satırbaşında civar
Yine de haber gelmez, gelmez çekip gidenden.

Ben hüzün bestecisi, çıkmaz sokak neferi,
Manolyayı küstüren, hasret alevli buhar.
Sabah rüzgârlarıyla, sürülen son seferi,
Zemheri ayazında, rengini döken bahar.

Ağustos ortasında, buzdağlarında esir,
Çoktan sırdaş yapmışım, bağrıma karayel’i.
Şerh ederken sızlıyor, derd-i giryân’ı nesir,
Hangi mücrim sabahın, tutacak beni eli.

Suçumun suçundayım, idam mangası ar’da,
Paslı kalp kafesine, çakılmış paslı çivi
Tartmıyor evsafını, ipi çekenler darda,
Kum taneleri yıktı, çelik Sütun’lu evi.

Gölgem tekme vuruyor, gölgemin gölgesine,
Çatırtılar kopuyor, kırılan penceremden.
Nefesler sürülüyor, intizâr bölgesine,
Acılar çuvaldızla, çıkıyor hançeremden,

Karagözlü bulutlar, öpüyor gâmla yeri,
Boşlukları yarıyor, yeşilbaşlı bir asa.
Sislerde beyaz atın, vuslat adlı eyeri,
Yetişir yalnızlığın, çektiği bunca tasa.

Ben ümit denizine, atılan ürkek olta,
Dalgalar gizliyorken, kalbin serenâdını.
Boşlukta yürüyorum, eyvahlarımda volta,
Silenler çoktan sildi, Makberî’nin adını…


Makberi – Ahmet Akkoyun……………16//07/2009…..19:40….İst
( Kalb-i Serenâd başlıklı yazı Ahmet Akkoyun tarafından 17.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu