Kültür ve Turizm Bakanlığı  doğumun 400 yılı nedeni ile 2011 yılı Evliya Çelebi yılı olarak kabul edildi. Evliya Çelebi çeşitli konferans, toplantılar ve sergiler ile tüm Türkiye'de ve Balıkesirde de  anıldı.

     Asıl adı Derviş Mehmet Zillî olan Evliya Çelebi 1611 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Derviş Mehmet sarayda kuyumcubaşıydı. Evliya Çelebi'nin ailesi Kütahya'dan gelip Unkapanı yöresine yerleşmiştir. İlk öğrenimini özel olarak gördükten sonra Mederesede okudu. babasından tezhip, hat ve nakış öğrendi. Musiki ile ilgilendi. Kur'anı ezberleyerek " hafız" oldu. Enderuna alındı, Melek Ahmet Paşa'nın aracılığı ile Sultan lV.Murad'ın hizmetine girdi.

    Bir gece rüyasında Sevğili Peygamberimiz Hazreti Muhammed'i  (S.A.V.) gördüğünü, ondan " şefaat ya resulallah" diyerek şefaat isteyecek yerde, şaşırıp " seyahat ya resulallah" dediğini, bunun üzerine Sevgili Peygamberimizin ona gönlünün uyarınca gezme, uzak ülkeleri görme imkanı verdiğinin yazar seyahatnamesinde.

    Evliya Çelebi bu rüya üzerine 1635'te önce İstanbul'u dolaşmış gördüklerini ve duyduklarını yazmaya başladı. 1640 yılında Bursa,İzmit ve Trabzon'u gezdi. 1645 yılında Kırım'a Bahadır Giray'ın yanına gitti. Yakınlık kurduğu Devlet büyükleriyle uzak yolculuklara çıktı. Savaşlara ulak olarak katıldı.1645 yılında Yanya'nın alınmasıyla sonuçlanan savaşta Yusuf Paşanın yanında görevli bulundu. Doğu illerini, Azerbaycan'ın, Gürcüstan'ın kimi bölgelerini gezdi. Mustafa Paşa ile Şam'a gitti ve Üç yıl bölgeyi gezdi. 1651 yılında Rumeli'yi dolaşmaya başladı. Bir süre Sofya'da kaldı. 1667-1670 yıllara arasında Avusturya, Arnavutluk, Teselya, Kandiye, Gümülcine ve Selanik yörelerini gezdi.

    Evliya Çelebi 50 yılı kapsayan zaman diliminde gezdiği yerlerde toplumların yaşam düzenlerini ve özelliklerini yansıtan gözlemler yapmıştır.Sadece gözlemler ile kalmamış araştırmacılar için önemli inceleme ve yorumlarda yapmıştır. Evliya Çelebi insanlarla ilgili bilgiler yanında, yörenin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray, konak, hamam, kilise, manastır, kule, sur, yol, havra gibi değişik yapılardanda seyhatnamesinde söz eder, Bunların yapılış yıllarını, onarımlarını, yapanını, yaptıranını ve onaranını anlatır. Yapının çevresini, havasını, suyunundan sözederek konuya bir canlılık getirir.

     Seyahatnamenin bir özelliğide değişik yöre insanlarının yaşama biçimleri, davranışları, tarımla ilgili çalışmaları, süs takılarını, çalgılarına dek ayrıntıları ile yer vermesidir. Eserin bazı bölümlerinde, gezilen bölgenin yönetiminden, eski ailelerinden, ileri gelen kişilerinden, şairlerden, oyuncularından, çeşitli kademelerdeki görevlilerindende ayrıntılı bir şekilde bahsetmesidir. Seyahatname'nin içerdiği konular belli bir çalışma alanını değil, insanlarla ilgili olan herşeyi kapsar. Üslup bakımında ele alındığında, Evliya Çelebi'nin o dönemdeki Osmanlı toplumunda, özellikle divan edebiyatına yaygın olan düz yazıya bağlı kalmadığı görülür. Divan edebiyatında düz yazı ayrı bir marifet sayılır, ağdalı bir biçimde ortaya konulurdu.Evliya Çelebi, bir yazar olarak, bu geleneğe uymadı. 

      Evliya Çelebi anlatım bakımından gösterdiği başarı uyguladığı yazma yönteminden kaynaklanır. Anlatım belli zaman süresiyle sınırlamaz, geçmişle gelecek, şimdiki zamanla geçmiş iç içedir.

 

      Evliya Çelebi Seyahatnamesinde gezdiği yerlerde geçen olayları aktarırken o yörede kullanılan kelimelerdende örnekler verir. Bu örnekler dil araştırmalarında kelimelerin kullanılma ve yayılma anlamını belirleme bakımından yararlı olmuştur.

     Evliya Çelebi 1682 yılında Mısır'dan dönerken yolda  veya İstanbul yakınlarında öldüğü sanılmaktadır. Evliya Çelebi zamanının ünlü bir seyyahı, araştırmacısı, gözlemcisi, ulağı ve yazarıdır.Seyahatnamesi halen bir baş ucu eseridir.

( 400.yılında Evliya Çelebi başlıklı yazı HüseyinTOKMAK tarafından 12.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu