“Aşkın tam bir tarifi yapılamaz.Şiir de böyledir.Yapılmış ve yapılacak tariflerden her biri denizden alınmış bir kova suya benzer.Hiç şüphesiz bu deniz suyudur fakat deniz değildir.”(1) cümleleriyle konuya giriş yapan Peyami Safa :”Cinsî tarafıyla aşk açlığın başka türlüsüdür ve beş bin sene evvel ne idiyse şimdi de odur.”(2) diyerek aşk kavramında rûhî unsurlar arar ve “Aşk inanmanın şiiridir.”(3) diyerek konuya açıklık getirir.
“Canan” muharriri aşkın tartışmaya açılamayacak kadar değerli olduğunu şu sözleriyle dile getirir:“Dünyada münakaşasını faydasız ve saçma bulduğum iki ruh hali vardır:Biri aşk öteki de iman.”(4) Üstad gerçek aşkın özelliklerini ise şöyle sıralar:”Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır:Tükenmezlik.Ne zaman ne mesafe ne alışkanlık ne iki taraftan birinin güzelliğini servetini veya sıhhatini kaybetmesi ne de ölüm azaltabilir .Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır.Rakipsizdir,yenilmez.”(5)
Server Bedi aşk ve sevgi kelimelerinin birbirinden farklı anlamlar taşımadığını ise şu sözleriyle açıklar:”Okuyucularımdan biri:”İnsana aşık olunmaz.Allah’a aşık olunur.” diyor.Mevlana’yı hatırlatıyor.İnsan aşklarının sevgiden fazla bir şey olmadığını ilave ediyor.Sevgi aşkın Türkçesidir , biliyorum.Fakat aşk sevginin büyüğü müdür bilmiyorum.Her dilde “seni seviyorum” kelimeleri “sana aşığım” demektir.Neden insan kelimenin Arapçasını söylerse Allah Türkçesini söylerse insan sevgisi bahis olur pek anlayamadım.(6)
Peyami Safa aşk cinayetleri hakkında:”Bizde de aşk cinayetleri çoğalmaya başladı ve geçenlerde üç gün içinde iki erkek sevgililerini öldürdü.Bu Avrupai ilanı aşk usulünün bizde de moda olması garba doğru çok hızlı gittiğimizin delillerinden biridir.Fakat en kötüsü.”(7) dedikten sonra mevzuyu evliliğe getirir:”Gerçek izdivaç yalnız aşk temeli üzerine kurulandır.”(8) der. Sözlerine şunları ekler:” Evlenmek bir birleşmedir.Yalnız vücutların birleşmesi olsaydı tabiat ve hayvan planında kalan bir çiftleşmeden başka bir şey olmazdı.Bu birleşmeyi insan seviyesine çıkartan şey ruh beraberliğidir…İki insanın ruhunu bütün halinde birbirine bağlayan yalnız aşktır.”(9)
Bekarlık vergisine bile taraftar olan Üstad”Çocuk sahibi olmayı terfinin ilk şartı arasına koyan bir maddenin Türk baremine ilave edilivermesi…”(10) gerektiğini savunur.
“Sözde Kızlar” muharriri sözlerini yabancılara kız verme sorununa getirerek aşk ve evlilikle ilgili sözlerini nihayetlendirir:”Yabancı bir erkekle evlenen kız mensup olduğu millet için ölmüş demektir.çünkü doğuracağı çocuk babasının mensup olduğu memleketin tabiyetine kaydolacak,yabancı isim alacaktır…Ayşe ve Fatmaların çocuklarını John veya James görmeye Türk milletinin tahammülü yoktur.”(11)
***1)”Sevgide Hayal ve Hakikat”,Objektif Serisi-5,sayfa 99
2)”Eski ve Yeni Aşklar”,Objektif Serisi-5,sayfa 91
3)”Aşk Üzerine Birkaç Ağabey Nasihatı”,Objektif Serisi-5,sayfa 119
4)”Prenses ve Sevgilisi”,Objektif Serisi-5,sayfa 121
5)” Prenses ve Sevgilisi”,Objektif Serisi-5,sayfa 122
6)”Mevlana’da Aşk Problemi”,Objektif Serisi-5 sayfa 131
7)”Aşk ve Tabanca”,Objektif Serisi-5,sayfa 97
8)”Akıl mı Aşk mı? ”,Objektif Serisi -5,sayfa 139
9)”Aşksız Evlenmeler” Objektif Serisi -5,sayfa 140
10)”Bekarlık Aleyhine Kanun” Objektif Serisi -5,sayfa 137
11)” Bir Fotoğraf Karşısında” Objektif Serisi -5,sayfa 195
*****Bu yazı, “Objektif Serisinde Temalar” isimli üniversite bitirme tezimin
“Sosyal Meseleler” bölümünden kısaltılarak oluşturulmuştur.Bu vesileyle tez
hocam Sayın AHMET ÇOBAN’ ı rahmetle anıyorum.