Elimde salladığım anahtarın kaybolma ihtimali benden çok dostlarımı korkutuyordu. Bunu daha çok müziğin sesini sonuna kadar açtıktan sonra odamı terk edişimde ki duvarlarımın o tınıları dinlemem ihtimaline benzetiyordum. Dört duvar arasında ki bütün yalnızlığımı o dilsiz düzlüklere anlatırdım. Sadık birer dost gibiydiler sanırım öyleydiler de zaten. Eleştirmeyen…

Berkkk git başımdan deyip kestirip atmadılar hiç yerli yersiz dinlediler beni, hep beni.

Yastığımda, daha çok geceleri sarılıp uyuma görevini yâd etmiştim ona. Kimsesizlik böyle bir şey: kimsesizlikten kastım ise hayatımı paylaşacağım birilerinin olmaması Ya annem babam bir trafik kazasında, henüz ben küçükken ölselerdi ne yapardım. Nerede nasıl kiminle olurdum. Hepsin den öte tanrıya ne kadar sitem ederdim, beni de beni de kurtarmadı şu fani oyunlarından. Bu kütüphaneler ne işe yarar, insanlar orada ne yaparlar. Diye düşünürdüm…

Henüz annemi babamı bir trafik kazasında kaybetmediğim yaşlarda. Şimdi ise o kütüphaneler den çıkmaz oldum. Orada ki duvarlarla da konuşmak istiyordum ama gömleğinin düğmelerini ilikleyip kravatını, kendini boğmaktan az önce kurtarmış gibi sonuna kadar çekmiş yetkililerin kuralları vardı. Bu kurallara evinden uzakta bir yalnızın gözünden bakmamış olsalar gerek. Bir kütüphanedeyim, benden başka kimse yok gibi görünse de kapıların ardına kurallar var ve kapıları kapatmak yetmiyor. Evet, yalnızlığın o kör, sağır yâda dilsiz çukurlarından birindeyim yine. Ya duvarları verin bana yâda ellerinizi uzatın. En acı günlerimden biriydi yine. Daha acı günlerim, daha yalnız anlarım da olmuştu. Duvarlarımın boyandığı günden bahsediyorum. Sanki biri onları elimden alıp başkalarını getirmişti yerine. Renkleri değişmemişti ama bir renk körü için gayet anlamsız bir şey idi bu. Her kitabın bitişinde hüzün yaşar bu adam, canlı değil de cansız varlıklara değer vermeyi öğretmişti hayat ve bir herhangi bir kitapla vedamızın harikulade olması gerekliydi. Farz edin ki bu bir kitap ve bunlarda son satırları olsun. Okur iken ki hüznümü yazarken de hissede biliyorum. Ama kağıt ve kalemim paylaşıyor benimle bunu…

( Yosun Tutmuş Duvarlara Yazılmış Günler Gibi başlıklı yazı AzBerkÜREDİ tarafından 10.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu