Üşüyorum Bilmediğim küflü şehirlerde sana d/üşüyorum Sensizliği kuşandım bu gece Hevin Hayatın yası boğazıma dizilmiş Provasız hüzünleri teyelsiz tutturuyorum tenime Yaralıyım Kanadı kırık kuş gibi düşüyorum canım yanıyor Hevin Şefkatine maruz kalmak için düşlerim Sızılarımı salkım salkım döküyorum ellerine
Sarıpta koynuma saklandığım tutsaklığım Gönüllü günahımsın sen Çizdiğin satırlarda bana değen kelimeler Kan kusardı dilinin hançeri Bense diz çöktürdüm önünde bütün satırları Bir yol düşerdi Hevin, düşlerimin ötesine Çizgi çizgi yol alırdın kırlaşmış saçlarımda Gözyaşı yollarımı arardım yüzünün coğrafyalarında Hüzünün memleketine göç ederdik senle Sen bilmezdin Hevin Sana taşardım Bir tek sana taştım
Bilmediğim ceheneminin d/iplerine Islık ıslık döküldü avuçlarına heceler Işte yaralı kalbim o miadın eseri Yendiğim savaşlar sonrasında Sana yenilgimin şehrinden kalan sol anahtarı Yağan hüzün yağmurlar sonrası Sanma ki ağlıyorum Hevin Yok Hevin Yok sakın bakma sen bana Yüreğime sen kaçtın bu yaşlarım ondan Gitme Hevinim Gitme Bir çocuğun dudağındaki ıstırap gibiyim bak Gideceğin yer çok uzak, çalkantılı Hevin Ondan gitme derim Yoksa sızladığımdan, sana düşkünlüğümden değil
Boynuma dayadığın bir usturanın ucunda Sallanırım mayistra gibi Azgın kelimelerin içinde tutunduğum tek dil Ayrışan ismimizin harfleri Tutam tutam dökülecek saçlarımdan Hevin Bir kuzey rüzgarı dolacak bağrıma Uzatacağım kollarımı hazırım vur beni
Sen ipsiz günahları ı boynuma doladığında Kimin günahıydı taşıdığım Dönüp de arkama baktığımda ensemde kılıcının izi Kutsal kelimelerinin önünde diz çöküp Utandım kaldıramadım gözlerimi Şair dilim tutuştu önce Hevin Sonra ellerim alev aldı Tutuşan ellerim yol verdi eriyip ayaklarımda Şeytanın mağarasında son dedim Bu son Hiçbir günah dokunamaz artık bana Düşürdüm dizlerine başımı Dayadım hüzünlerimi kocabaşlı devin gerdanına Durmadı saklanan meczup çifte başlı içimdeki duygular Bir kez daha attılar beni aşkın günahkâr kollarına Sen karanlığı yüzüne peçe ederken
Sen Besteyi Nigâr bir şarkının nağmeleriyle şaklatırdın dilini Gözlerimden akan yaşlar çene kemiklerimde yol alırdı da Hevin Kaldırırdım kollarımı Bir zeybeğe dururdum da Efkârımla efelenirdim Olur, olmadık yerde Arsızlığın kırbacını savururdun yüzüme Benim ruhumda Hiç ebruli renklerim olmadı Hevin Eşkıya bir soğuğun içimde titremesi gibi seninle açıtı tüm renklerim Bütün renklerin arasında bana en çok yakışan ebrulimdin Ayaküstü kelimelerin aşkı dilenişi Hiç yüreğim kıpraşmadı Sana sızlıyorum sana Hevin anlasana
Mayistra (yel-yıldız yeli)
Saygı Değer Üstadım (Yalnızlık Abidesi) Fırat Bey’e Şiirimi Sesiyle Hayata Döndürdüğü İçin Saygılarımı Sunuyorum
( Hevin (Aşk –sevda) başlıklı yazı lemide tarafından 20.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.