Kalp gözüyle görebilmek en büyük zenginliktir. Kalbimizle gördüklerimizi, hayalimizde canlandýrdýklarýmýzý, bir tabloda renklerle buluþturmaktýr resimle anlatabilme sanatý. Çiçekleri gülümsetebilmek, resmettiðimiz objeleri konuþturabilmek, renkleri gökyüzünde kanatlandýrabilmek, bence bir aðaçtan sevdiðimiz meyveleri toplamak kadar eðlenceli kýlar hayatý. Hayatý eðlenceli kýlan bir sanat dalýnýn icracýsý ayný zamanda eðitimciyse; eðitimciliðini de sanatýný icra ederken gösterdiði titizlik ve mükemmellikle icra ettiði tartýþýlmazdýr. Kanýtý da 40 yýldýr emretmeden, büyük bir baþarýyla yaptýðý idarecilik görevidir. Meslek hayatýmýn son 5 yýlýný insan olarak da olaðanüstü meziyetlere sahip olan Sayýn Mehmet KAPÇAK’la çalýþýyor olmanýn mutluluðu içindeyim. Kendimi bu konuda çok þanslý görüyorum. Sayýn müdürümle eðitim ve sanat üzerine yaptýðýmýz söyleþiyi siz deðerli GÜNEY DERGÝSÝ okurlarýna sunmanýn heyecaný içindeyim.

 

 

Mehmet KAPÇAK: 1947’de Mazýdaðý'nda doðdum. Ýlkokuldan sonra Dicle Ýlköðretmen Okulunda okurken resim yeteneðimden dolayý Ýstanbul Çapa Ýlköðretmen Okulunda okumaya hak kazandým.Ýstanbul Ýlköðretmen Okulu'ndan sanat eðitimcisi Hamdi Dicle ve Selahattin Hüsnü Taran’ýn öðrencisi olarak mezun olduktan sonra, þimdiki adý Marmara Üniversitesi Atatürk Eðitim Fakültesi olan dönemin Ýstanbul Atatürk Eðitim Enstitüsü Resim Bölümünü Prof. Ramiz Aydýn, Prof. Tevfik Karakaya, Prof.Ýsmail Avcý ve Prof. Süleyman Saim Tekcan'ýn atölyelerinde bölüm birincisi olarak bitirdim. Eskiþehir Anadolu Üniversitesi Eðitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eðitimi'nde lisans tamamladým. Milli Eðitim Bakanlýðý'na baðlý dönemin ortaokul ve liselerinde sanat eðitimciliðinin yaný sýra; müdür yardýmcýlýðý, müdürlük ve ilçe milli eðitim müdürlüðü ile özel okullarda müdürlük ve genel müdürlük görevlerinde bulundum.

 

Sanatsal çalýþmalarýmda plastik öðelere ulaþabilme amacýmý “Keçi” figürünü araç kullanarak gerçekleþtirmekte olup; leke, çizgi ve beneklerle devinimsel denge oluþturarak izleyicide beyin rahatlatma kaygýsý gütmekteyim.

Halen Diyarbakýr Özel Dicle Fýrat Koleji'nde sanat eðitimcisi ve okul müdürü olarak görevde bulunup; üyesi bulunduðum Fotokritik’te Fotoðrafýn Resimsel Eleþtirileri'ne ve atölyemde resim çalýþmalarýna devam etmekteyim.

 

 

 

___________ Ükemizde eðitim düzeyi ne durumda? Geliþmiþ ülkelerin düzeyine ulaþma þansýmýz var mý?

 

M. KAPÇAK: Ýstatistiki verilerle yanýtlamak isterdim bu soruyu. Ancak ülke genelindeki istatistiki veriler, öðrenilenlerin bilgi düzeyinde kalýp; kavrama düzeyine, uygulama düzeyine geçemeyen gerçek veriler olduðuna inandýðýmdan; ülkenin eðitim düzeyini de doðru yansýtamadýðý yadsýnamayan bir gerçek. Durum bu iken; kavranamayan ezber bilgi hamallýðý ile girdiði sýnavlarý kazanarak kayýt yaptýrdýðý üniversiteyi bitiremeden ayrýlan o kadar çok kiþi var ki! Bunlar sýnavlara hazýrlanýrken rehberliðe dahi zaman kaybýdýr diye zaman ayýrmayan, yaþamlarýný “keþke” sözcüðünü sýklýkla kullanan, yanlýþ yönlendirmeler sonucu piþmanlýk duyan ancak son piþmanlýðýn fayda etmediðinin de farkýnda dahi olamayan, eðitim sisteminin kurbanlarýdýr.

 

Bir ülkenin eðitim düzeyi yetiþtirdiði “Aydýn Ýnsan” la doðru orantýlýdýr. Eðitim sistemimiz ise ne yazýk ki “Aydýn” yetiþtirmekten çok uzak. Sýnav kaygýsýyla yeni adý “Görsel Sanatlar” dersi olan resim dersinde Matematik, “Müzik” dersinde Fen ve Teknoloji ve beden eðitimi dersinde Türkçe konularýný iþleme gereksinimi duyan sýnýf öðretmeninin Aydýn Ýnsan yetiþtirmedeki katkýsý ne olabilir ki! Çünkü ; AYDIN: Estetik duyarlýlýða sahip; sanat, bilim ve teknolojiden yararlanmasýný bilen, kendisi de bilgi üreten yaratýcý düþünceye sahip insandýr. Aydýnýn tanýmý böyle yapýlýyor sözlüklerde. Öðrenilen bilgilerin notla deðerlendirilmesi ve bir üst öðretim kurumuna sýnavla geçiþ süreci devam ettikçe ne ülkenin ne de herhangi bir ilin eðitim düzeyini yansýtacak istatistiki veriler saðlýklý olamaz. Çünkü: Öðrenci kendisini, öðrenmek için deðil; geçer not alabilmek için isteksiz çalýþmak zorunda hissedecek, öðrenme de isteðe baðlý olduðundan öðrenemeden bilgi hamalý olmaktan kurtaramayacak; Durum böyle iken; Estetik duyarlýlýktan yoksun, sanat bilim ve teknolojiden yararlanmasýný bilemeyen, dolayýsýyla kendisi de bilgi üretemeyen, taklitçi, gelecekte insanlarýn kaynak olarak baþ vurabileceði "Bilgi Paragraflarý" alýntýlarla dolu insana ya da insanlara aydýn diyebilir miyiz? Sözlükteki tanýmýna uygun “Aydýn Öðretmen” ardýndan “Aydýn Ýnsan” yetiþtiren bir eðitim sistemini oluþturamadýðýmýz sürece de geliþmiþ ülkelerin düzeyine ulaþmamýz olanak dýþý görünüyor.

 

 

Eðitim ve öðretimin olmazsa olmazý olan “Öðretmen” nicel deðil nitel kýlýnmalý. YÖK öðretmen yetiþtiremediðinden; öðretmen yetiþtiren kurumlar yeniden ülkenin gerçeklerini göz önünde bulundurarak yapýlandýrýlmalý. Öðretmen akademilerine bir an evvel iþlevlik kazandýrýlmalý. Görevde olan öðretmenler branþlarý ile ilgili her iki yýlda bir gerçek anlamda hizmet içi eðitimden geçirilmeli. Özellikle Fen ve Teknoloji, Fizik, Kimya ve Biyoloji öðretmenleri öðretim programlarýnda yer alan deneylerin tümünü laboratuarlarda yapabilecek kapasiteye ulaþtýrýlmalý. Yeni öðretim programlarýnýn öðrenci odaklý uygulamasýnýn olmazsa olmazý olan öðretmen kýlavuz kitaplarýnýn her öðretmen tarafýndan el kitabý haline getirilmeli. Etkinlikler mutlaka yaptýrýlmalý. Performans görevlerinin özgün, projelerin ise belli zaman aralýklarý ile her aþamasýnda rehberlik amaçlý öðretmen tarafýndan izlenmeli. Haliyle Okullar yeniden sdandartlara uygun hale getirilmeli; yer sýkýntýsýndan ötürü sýnýfa dönüþtürülmüþ laboratuarlar ile okul kütüphaneleri, okuma salonlarý yeniden açýlmalý. Yeni adýyla Görsel Sanatlar dersi atölyeleri, Müzik derslikleri, Spor salonlar oluþturularak fonksiyonel duruma getirilmeli. Okullar çevreye kapýlarýný ardýna kadar açmalý. Bütün bunlara ek olarak; baþarý sýrrýnýn üç sac ayaðý olan öðretmen- öðrenci-veli iliþkisinin çýkarsýz ve saðlýklý sürdürülmesi de hiçbir zaman unutulmamalý.

 

 

M. KAPAÇAK: “Eðitimdir ki, bir milleti ya hür, müstakil, þanlý ve yüksek bir cemiyet halinde yaþatýr, ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder” veciz söz belleklerden hiçbir zaman silinmemeli. Eðitim, aslýnda öðretimi de kapsadýðýndan; eðitimsiz öðretim, kontrolsüz güç gibidir. Çevreye yarardan çok zarar verebilir. Bir ulusun varlýk nedeni olarak nitelendirilen eðitim olgusu yalnýz benim deðil, toplumun her ferdinin vazgeçilmezi olmalýdýr. Koþullanan hedeflere ancak eðitim ve öðretimin paralelliði sayesinde ulaþýlabilir.

 

 

M. KAPÇAK: Ne yazýk ki grafik hiç de iyi gözükmüyor. Grafiðin zikzaklarý çok derin. Gelecekten yana ürküyorum. Sistemin sýnav stresiyle çocukluðunu, gençliðini doya, doya yaþayamayan; bu dönemlerde güzel sanatlarýn herhangi bir dalý ile kendisini ifade edemeyen bir yetiþkinin grafiðinden yaþam adýna ne beklenebilir ki! Okul yýllarýnýn her döneminde yeteneðe zamanýnda ve doðru yönlendirmenin yapýlabilmesiyle geri dönütler tatmin edici ve umut var olabilir düþüncesinde olduðumu söyleyebilirim. Aksi takdirde mutsuz, umutsuz, gelecek kaygýsý ile baþta kendisi olmak üzere çevresi ile barýþýk olmayan güvensiz kiþilikleri bekleyeduralým.

 

 

 

M. KAPÇAK: Sýnav sisteminin varlýðý toplumu rahatsýz ve huzursuz edici boyutta. Sýnava endeksli bir yaþam her türlü sosyal aktiviteye ket vurmakta. Tüm toplumun giymek zorunda býrakýldýðý ateþten gömlek gibidir. Sýnav kaygýsýyla kitap okunmuyor. Tiyatroya, sinemaya gidilmiyor. Akraba ziyaretleri kakmýþ durumda. Komþuluk iliþkileri sýfýr noktasýnda. Böyle bir yaþam kültürel aktivitelerin neresinde yerini alabilir? Ancak kendi kendimizi kandýrmaca adýna dahi olsa; tüm liselerin Anadolu liselerine dönüþtürülmesiyle sýnav maratonu yavaþlayabilir ümidini taþýmak istiyorum. Sýnav maratonunun yavaþlamasýyla hiç olmazsa çocukluklar kurtarýlabilir. Umut var olmak her anne babanýn hakký olduðu gibi; mükemmeli aramak da bizim hakkýmýzdýr bence

 

 

 

____________ Söze "Emretmeden yaptýrým gücü olan idareci..." Diye baþladým. Emretmeden yaptýrým gücü özelliðini size kazandýran nedir?

M. KAPÇAK: Karþýlýklý sevgi, saygý, güven ve adil davranmaktan baþka ne olabilir ki! Yaptýrým gücü sevgi, saygý ve güven kaynaklý deðil de emir olan kurumlarda, hele, hele bu kurumlar eðitim öðretim kurumu ise; o kurumlarda demokrasiden bahsedilemez. Demokrasinin olmadýðý yerde de eðitim ve öðretimden bahsetmek olasý deðil. Eðitim yöneticisi sabýrlý olmalý. Art niyet taþýmamalý. Elemanýna güvenmeli. Örnek davranýþlar sergileyerek elemanýnýn güvenini saðlamalý. Onun özlük haklarýndan kýsýtlamaya gitmemeli. Kiþisel çýkarlarýný toplumun çýkarlarýna tercih etmemeli.