__________Aslında cevabını en çok merak ettiğim sorulardan birini sormak istiyorum. Sanatçılığın ve öğretmenliğin ortak yönleri olduğunu düşünüyor musunuz? Yaşamınızda hangi yönünüz daha baskın oldu?
M. KAPÇAK: Yeteneğimi ben değil; resim öğretmenim fark etti. Şimdiki adıyla “Anadolu Öğretmen Lisesi” olan geçmişin “Köy Enstitüleri”nin devamı “Öğretmen Okullarında sınıf öğretmeni yetiştirildiğinden her dersin öğretimine ayrı, ayrı önem verilirdi. Biz öğrencilerin de branşlarında etkin, yetkin ve nitelikli öğretmenlerin heyecan verici çabaları ile ders ayırımı yapmadan bu dersi “Yapamam” ya da “Yapamıyorum” gibi sözcüklerin dağarcığında yeri olamazdı. Her öğrenci her dersi başarmak zorunda idi. Öğretmen olduğunda tüm derslerin öğretimini en iyi şekilde vermek zorunda olacaktı çünkü. Öğretmenlerimiz yeteneklerimizi keşfetmekte uzmandılar. Resim öğretmenim Tevfik Karakaya yeteneğimi keşfeden öğretmenimdi.
M. KAPÇAK: Görsel anlatımda plastik öğelere ulaşmak için obje amaç değil araçtır. Öyküleme, ifade çok da önem arz etmiyor benim için. Önem arz eden beynin rahatlamasıdır.
Evrende her şey zıtlıklar dengesindedir. Dengesizlik göz ve beyni rahatsız eder. Göz ve beynin uyarılması birbirleriyle ilişkili zıtlıklarla sağlanabilir ve denge sağlandığında rahatlar. Görsel anlatımın etkinliği birbirlerinin varlık nedeni olan ilişkili, uyumlu zıtlık dengeleriyle sağlanabilir. Bu da , formda, renkte, harekette,açık- koyuda, az- çok, şiddetli şiddetsiz, hareketli- hareketsiz, büyük- küçük, uzak- yakın gibi zıtlıklarla elde edilebilir.
Görsel anlatımda, elementer sistemler (doku, strüktür, form tekrarı) ritimsellikle oluşturulabilir. Formda, harekette, ara boşluğunda, renkte benzerliklerin ve aynılıkların yinelenmeleri tasarıma birlik, bütünlük ve optik hareket kazandırır.
Kişioğlu görsel ve düşünsel olarak hep dengeyi arar. Dengesizlik, bozukluk, yanlışlık, ayrılık demek olup; uzun süreli olmaz. Göz ve beyin dengesizlikten rahatsız olur ve biçimde, renkte, harekette, açık-koyuda denge bulduğunda rahatlar. Bir bütünde, karşılıklı gelen bölümlerin, katlandığında her elemanı ile çakışması, ikiz olması simetrik denge ile ilgilidir. Simetri eşitliği de beraberinde getirdiği için başlı başına dengedir. Görsel anlatım oluşturan elemanların, benzerlik, zıtlık, üslup, uygunluk ilişkileri ile renk, form, hareket, açık-koyu olarak gözde oluşturduğu dengeler bütünü asimetrik denge kapsamındadır. Bir tabloyu oluşturan renklerin karışımı varsayıldığında “orta gri” yi vermesiyle oluşan denge göz ve beyni rahatlatır.
___________ Keçi figürünü ne zamandır kullanıyorsunuz? Diğer bir deyişle “KEÇİ” kaç yaşında?
M. KAPÇAK: Yaşamımda altmış, eserlerimde kırk yaşında. Şimdiki adıyla Marmara Üni. Atatürk Eğitim Fakültesi olan dönemin İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde ilk yıl ortak dersler görülür. Grafik dersinde reklam grafiği ile ilgili yaptığım bir çalışmada “Tiftik Yünü”nün reklam grafiği olarak üçlü tiftik keçisini ilkel diyebileceğimiz araç ve gereçlerle kompozise etmiştim. Güzel de olmuştu. O gün bu gün yani kırk yıldır çalışmalarımda keçi figürünü farklı, farklı kompozisyonlarla ele aldığımı söylemem olası.
____________Takipçisi olduğunuz ya da etkilendiğiniz bir görsel sanat akımı var mı?
M. KAPÇAK: Sanat “Çaba”dır. Ancak kaygı içeren bir çaba. Kaygı ise “Estetik”tir Kaygısı estetik olan “Çaba” sanat ise; “Çaba”yı gösteren kişi sanatçı; Çaba sonucu oluşan ürün ise “ Sanat Eseri”dir. Özellikle takipçisi olduğum bir sanat akımı yoktur. Ancak her sanatçı gibi bende de etkilenmeler olmuştur. Salt sanat akımlarından değil tabii ki! Profesör Cuma Ocaklı Sanat etki yaratma işidir" "Etki yaratabilmek için de etkilenmek gerek". Derken sanat akımlarını değil kültürleri, dönemleri, çevredeki varlıkları kastediyor.
M. KAPÇAK: Sanat yapmak eldeki malzemeyi dengeli bir bütün haline getirmektir. Sanatçı yaratırken her eserde kendinden bir parça ortaya koyar. Duygu, heyecan, toplumun dünya görüşü, doğup büyüdüğü çevre bu yaratma olayında etkendir. Bu nedenle, sanatçının toplumla ilişkileri, kültür yapısı, ekonomik ve sosyal yapıyı tanıması gerekir. Yaratılan her eser ruhsal kişilik yönünden bütünlerdir. Burada söz konusu olan sadece sanatçı değildir. Toplumun buna ihtiyacı vardır. Çünkü sanatçı da bir bireydir ve toplumu bireyler oluşturur. Durum böyle iken bireyin doğup büyüdüğü kültürü ile yoğrulduğu toplumun etkisinde kalmaması olası mı?
Bu topraklarda doğan büyüyen; sosyal ve kültürel değerleri ile beslenen sanatçının, sanat adına çaba gösterirken istese de istemese de yöresel renk, yöresel çizgi ve yöresel motif çalışmalarına yansıyacaktır. Çünkü; çıkış noktası yerel diyebileceğimiz kültürel yapıdır. Bu yapı yerel çıkış noktası ile nüvelenir; giderek bölge, ve ulusal kültürle zenginleşir ve de evrensel kültürü kucaklayarak kazanımlar elde eder. Hemen, hemen her sanatçının çalışmalarına ışık tutacak yol haritası böyledir.
Güneydoğu’da yaşayıp; öğrenciliğini İstanbul’da uzun yıllar sürdürme şansını yıllar önce elde etmiş olmanın kazanımı; farklı kültürlerin sentezini yapabilme olanağıdır. Farklı kültürlerle yoğrulmak, geniş perspektifle bakabilme ve de bakarken görebilme olanağı yakalamışlığın avantajıyla çocukken bellekte yer etmiş ana motiflerin özgünlüğünün dışa vurumudur.
Ancak “Kültür Harmanı” bellekte zamanında yer eden yöresel motife geniş açılı bir objektiften deklanşöre basmaya benzer. Bunun avantajı ise fazlasıyla olumlu yansıyor çalışmalarıma.
M. KAPÇAK: Resim yaparken herhangi bir plan çizmiyorum. Tek kaygım, kalemi ya da fırçayı elime aldığımda plastik öğelere ulaşabilmenin temeli olan üç ana lekeyi oluşturma kaygısıdır. Açık, koyu ve orta değerlerin dengeli dağılımını yakalayabilmek adına fırçayı, uçarı profesyonel bir dansçı gibi sanat alanında beynin devamı olan ellerle hareket ettirme ve bu hareketler sayesinde değerlerin dengeli dağılımı ile “orta gri”yi yakalayarak izleyicide beyin rahatlatmaktır. Sizin dediğiniz gibi şiir ya da beste yapma değil, benim çalışmalarımın temelini oluşturan. Örtüşen tek yanları onların da "Güzel sanatların birer dalı" olmalarıdır. Şiirde "İfade" olmazsa olmazdır. Ancak maddeden arınmış tek sanat dalı şiirdir. Güzel sanatların sultanıdır şiir.
M. KAPÇAK: Güzel sanatlar maddeden arınmışlıkları oranında yücelirler. Bu nedenledir ki “Şiir”i güzel sanatların sultanı olarak nitelendirdim. Bence, kişioğlu ne ressam, ne şair ne de müzisyen olarak doğar. Genetik unsurların varlığı inkar edilemez ancak; yaşamın belli dönemlerinde her ergen bu dürtülerle ilgi alanına göre sarsılır. Kimi şiire kimi resme kimi müziğe kimi de tiyatro ya da başka bir sanat dalına ilgi duyarak denemeler yapar. Hangi alandan motive edici övgüler alırsa o alanda dürtüleri onu sürükler. İç motivasyon sayesinde de çalışmaları hız kazanır. Zaman, zaman kendini yetersiz hissedince gerek alanıyla, gerekse alanının besleyici yan dallarıyla ilgili kaynaklar okumaya başlar. İşte genetik unsurlar bu dönemde yaratıcı hayal gücü olarak devreye girer ki bundan sonra kimse tutamaz onu. Bence ressam olunur. Çalışmak, çalışmak ve de yine çalışmak. Ancak kimseyi taklit etmeden. Özgünlük…
M. KAPÇAK: Okul yıllarının etkisi yadsınamaz. Mesleki nüve ne denli sağlam ise; meyvenin de o denli tadına doyum olmaz
M. KAPÇAK: Ne ekerseniz onu biçersiniz. Politize olmamam. Tabii ki herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. Ama mesleki yaşamımdan sürekli uzak tuttum
M. KAPÇAK: Sanat eğitiminin gerekliliğine inanan biri olarak; Bir ülke "Sanat Eseri"nde somut biçimini bulur diyorum ve "Sanat Eserleri" Bir ülkenin düşün hayatının görülür anıtları olduğu gibi, yaşayan toplumun da inkar edilemez delilleridir diye de pekiştiriyorum.
M. KAPÇAK: Günümüzde görsel medyanın savaşımda olduğu; iletişimin ışık hızıyla yayılımı gerçeğine rağmen Kültür Sanat Edebiyat Dergisi “GÜNEY” in ara vermeden başarılı çalışmalarıyla yayınını sürdürmesi takdire şayandır.
Yayınının sürekliliği içeriğinin niteliği ile okuyucusunun kültür ve sanat gereksinimini karşıladığının yansımasıdır. Ayrıca dergilerin yaşama şanslarının içeriklerinin özgünlüğü ile doğru orantılı olduğuna inancımın tam olduğunu belirtmek istiyorum. Beni onure ettiniz. Nice uzun yayın yıllarına…Teşekkür ederim.
Röportaj: Birsen İNAL // DİYARBAKIR