Önce lebler
zikri sağsın mâbede,
Solma artık,
başla nurdan sohbete.
Neylerim
hicran bitirsin meşk ile,
Nur segâh
derman getirsin şevk ile.
Gönlümün mihrâbı
süzsün cenneti,
Rintlerin deryâsı
çözsün mihneti.
Sultanımdan
şûle gelsin güllere,
Nûru sık sık
söylesin bülbüllere.
Hasretin
kahrıyla encam yığmayın,
Aşka gelsin
meskenim, dert sağmayın.
Eşke kanlar
sokmayın, göz solmasın,
Köşke fettan
yıkmayın, can yolmasın.
İnlesin
bağrında eşsiz maksadın,
Bozma hiç
devran, budur son fırsatın.
Secdegâhın
toplasın hep tövbeyi,
Kalp gözün
görsün bugün nur Kâbe’yi.
Mekke vuslat
yığdırıp dursun sana,
Közlerin
derman getirsin harmana.
Derdi yaktır
şimdi, zikrin çağlasın,
Sen değil,
nehrinde şeytân ağlasın.
Nefse zincir
vur, değiştir mevsimi,
Canda sık sık
titretip dur takvimi.
Günlerin zar
sermesin, dön kendine,
Aşkı ör sen,
derme bühtan bendine.
Kurmasın yollar
tuzaklar şehrine,
Mihre dal sen,
kat ziyâlar nehrine.
Çağlatın
tekbir, sevinsin neylerim,
Gün bugündür,
bir boşalsın çiylerim.
Maksadın bağrında
olsun közlerim,
Yangının nûruyla
dolsun sözlerim.
Rıhtımım
sevdayla çözsün mâtemi,
Nur seherler
şevkle süzsün meltemi.
Zikre dalsın
kor sahiller durmadan,
Yanmasın günler
muhabbet kurmadan.
Neşvelerden neşve
seçsin sâlihim,
İçmesin kor,
nûru içsin tâlihim.
Zerk edip
dursun gönüller bayramı,
Sunmasın mâhirlerim
zor hüzzamı.
Susma sen Pervâne,
süzdür mısralar,
Çağlayan
sevdayla dizdir mısralar.
( fâ i lâ tün/
fâ i lâ tün/ fâ i lün/ )