Yine Eylül ! Niye Eylül ?
Yine Eylül !
Niye Eylül ?
Diyerek hayıflanırken gönül,
Hazan sarısı pelerine sarmalanmış
Koşarken peri;
Tene değen esintisine kaptırırsın kendini.
Bir bakarsın ki düşüvermişsin peşine...
Tekrar görmek hevesiyle
Güneşin arp çaldığı tellerini iliştirdiği
Sarı saçlarını...
Saraçlara inen Arnavut kaldırımlı taş sokakta
Ararken ıslak ayak izlerini
Kokusu gelir buram buram bir anda burnuna
Bedestenin ihtiyar duvarlarından.
Yine koşmaya başlarsın...
Her adım biraz daha uzaklaştırır seni.
Soluk soluğa vardın mı Selimiye'nin revaklı avlusuna?
O vakit duyarsın perinin şarkı söyleyen kadife sesini...
Hızlıca etrafı taradığın gözlerin
Yaşla dolar
Ruhun Rab kucağında ağlar...
Eski Cami'nin kubbesine
ilişiverir sitemlerin,
Kubbede bekleyen kumrudan
Sorarsın hesabını
Periler nerde diye...
Kumru dile gelir;
Rab eylül...
Aşk eylül...
Hüzün eylül...
Sarı eylül...
İnsan eylül...
Sen eylül...
Yine eylül...!
(
Yine Eylül ! Niye Eylül ? başlıklı yazı
dilek-karaag tarafından
14.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.