Bana bak kadın
getir hele gulağını bana doğru,
şöyle iyicene uzat
bişi söylüycem gulağına ...
- he, de bakalım, gene ne deycen goca herif
- hele uzan bana doğru , iyice ver gulağını bu yana da, dinle
- söyle herif, ne diyceksen di bahalım
- ama kime duymasın …..
- neymiş ki?
- ama kimse görmesin …..
- hadi canııım merahlandırma adamıda di ne diyeceksen di garii
- ama, kimseler bilmesin ….
- iyi de ne diycen bilmiyom ki
- ne mi diycem
- dimeye diycem de biraz utanıyom senden valla bak gız
- alah alahhh !
- utanıyon maasem de niye diycen ki
- şiiii diyoom !.
- ne diyoon?
- bu aşam diyoom, erken yatsak diyom
- nedenmiş o ?
- haaaaa … anladım, valla anladım şincik ne diyceğini
- neyi anladın be garı ?
- bakışından anladım, git heriiiif, gudurdun mu n’ettin sen, şeytana mı uyucaz bu yaştan sonra . Başına gar yağsın emiii !. el alem ne der bize
- amma yaptın haaa , senin aklın fikrin halâ başka şeylerde elehaam !
- sabah erken kalkalım da, vaat iken torunları sevmeye gidelim karşı köye diyecektim oysa, çok özledim onları ,çoook ….
- e , şunu açıkca söylesen olmaz mı da, kırk dereden su taşırsın be herif
- torunları özledim demeye utandım da ondan dır lâfı ağzımda gezindirip durmam da torun sevmek, torunları özlemek ne zamandan beri ayıp-günah oldu bre goca herif
akılma da başka başka şeyler düşürürsün de, içimdeki şeytanı dürtlersin öyle
- İyi , hadi yatalım öyleyse
hayırlı geceler …
* muzaffer yıldırım