Hayat insanlara hediye edilmiş bir şiirdir. Kalemi güzel
sözlere yönlendirmek elimizdedir. Bazı cümleleri yazarken anlamsız gelebilir,
mutsuz edebilir, korkutabilir, küstürebilir. Ama şair, bunları tema olarak
yazar. Hayatın gerçeğini yürek düşlerken, sevgiyi, insanca yaşamayı ister.
İnsanlar
istediklerini her şeyin önünde tutarak yaşama devam ederler. Vermek yerine hep
almayı isterler. Hayat her zaman güzel adımlar atmayı gerektirir. Yaşarız,
niçin, neye göre hareket etmeyi araştırırız. Var oluşumuzu anlamlandırma
çabamız, tıpkı bir şiirin dizeleri gibidir. Dizeler tek hecelerden oluşmazlar.
Tıpkı insanların yalnız yaşamayı tercih etmedikleri gibidir. Anlam, değer
bilmek, anlaşılmak, sevmek, sevilmek birçok kelime gibidir. Yönelimlerde, yaşamın
gerekliliğinde düşüncelerimiz bizleri daima en güzele iter.
Yıldızları izlediğimizde bir muntazamlık hissederiz.
Sistemin gücünü, büyüklüğünü düşleriz. Farklı sorular aklımıza gelir. Bu var
oluşta kendimize olumlu katkıları ekleriz. Eklerken soru ve cevaplar bizi tıpkı
bir şiir gibi yolculuğa ve misafirliğe hazırlar. Duygularımız çaba ile hareket
ederler.
Yaşamın içinde
kaliteyi, başarıyı yakalamak, insancıl bir sürecin parçasıdır. Sevgi içinde
yaşamak, paylaşma olgusunu ve imkanlarını oluşturmak bizim görev ve sorumluluk
bilincimizdir.
“Şiir; ne dertlidir, ne de bahtiyar. Ne şairindir, ne de
okuyanın. Düşler içinde seyahate çıkan gölgelerdir. Rüzgârın esintisine
bırakılan masal ya da mutluluk oyunudur.”
Sultan ÖZATEŞ/
Eğitimci-Yazar