bu yağmur bizi ıslatır yamalı gülüşlere inat kıymetini bil güzel olacak hiç kimsenin ölmediği mevsimde hiç ağlamadığımız kadar ağlamak
ben atacağım ayaklarımı uçurumdan aşağı Mira göğün mavi yüzüne taparak çiçekli elbisene senin ne varsa savurup katacak serin rüzgar insanca bütün hüzünlerin
çimenleri koklasın geçip giden tren sesleri düş çağırsın sepya bahçeler bırak biz düşünelim öyle içli öyle derin
kopup giden tesbih tanesi bu son durak şehrin dudaklarından öpsün ayrılmak kavuşmak ayrılmak kavuşmak
saçlarında serili ışıl ışıl muhabbet çocuk parkları unutalım seni be ey sefalet bütün süsü püsü bu işte kara boyanmış uzun tırnağı
gül yazmalı akşamlardan Mira bir de bayram sabahından yetişip tutmak istiyorum elini biraz sonra mektup yaz şaşırt beni
gün doğumunu uyutmuşsun dün fotoğrafta gözlerinden belli unuttum sanma bu gidiş kağıttan günlerin kalbime doku nakli avucunda tutma
takın yüzüne mahsun bir bakış simli mi simli dikenli tellerin ardına kaçma kışlık umutlar biriktirdi cebimize şimdiki zaman aman gözümün bebeği aman
söz nar çiçekleri kirpiğine dolmadan döneceğim sana şimdilik hoşça kal Mira .
( Miraya Mektup -ı- başlıklı yazı NeclaKezbanT tarafından 23.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.